Elazığ
05 Mayıs, 2024, Pazar
  • DOLAR
    32.34
  • EURO
    34.87
  • ALTIN
    2393.5
  • BIST
    10276.88
  • BTC
    64493.835$

     YOL ARKADAŞI

09 Kasım 2023, Perşembe 13:23

                                            

Hiçbirimiz Robinson Crusoe değiliz. Daniel Defoe; onun bile bir yaren bulduğunda sevinçten havalara zıpladığını yazar.  Bir başına da evrenin en huzurlu canlısı olabilen ve hatta doğrudan Rabbimiz ile iletişim halinde olabilen Peygamberimiz bile hayat arkadaşına bazen:

“Ya Aişe, konuş benimle!” derdi, kitaplarda böyle anlatılır. Lisanda, paylaşımda bulunmak ve yardımlaşmak bu zorlu imtihan sahnesine yalnız başına gelen insanın en büyük ihtiyacıdır belki de.

Bir kere şans verilmiş gibi bu sahne. Ne kadar iyi yaşadın o kadar güzel her şey değil mi? Tecrübesizliklerle alınmış bir yol, sonra daha da düzelerek daha da bilinçli ve güzel elbette. Dönüm noktaları oluyor bu yolun; belki anne babanı, doğduğun yeri seçemiyorsun ama işini eşini, komşunu, evini barkını, şehrini, yolunu, arkadaşını seçebiliyorsun.

Yürüdüğümüz bu yolda ömrü yol olan insanın yoldaşı da şüphesiz pek mühim değil mi? Kimi uzağı yakın, cefayı safa kılar, kimi de tam tersi. Mademki yol, yurdu yurda, gönlü gönle bağlayandır, maddi manevi tüm hedeflere yönelmektir, o zaman yol murattır, gayedir, menzildir; menzile vardırandır. Yürüyüştür yol, usuldür, erkândır, adaptır. Her yol ulaştırmaz menzile, doğru yolu bulmak, doğru şekilde yürümek şarttır. Yol başlı başına hayattır, ömürdür. Herkes yürür bu yolu; milyarlarca sapak, milyar çeşit yürüyüş vardır.

Peki bu sınav içerisinde size yol arkadaşlığı yapacak kişiyi nasıl seçeceksiniz? Evvela kişinin ne istediğini bilmesi gerek. “Ne iş olsa yaparım” diyen birinin, iyi ve uygun bir iş bulması çok zordur malumunuz.  Hatta iş bulması bile oldukça zordur. Hâlbuki insan ne istediğini bilirse, aradığını bilmenin rahatlığı ile çok daha kolay varılır menzile. Yol arkadaşlığı için de böyledir bu. Nasıl biriyle yol alacağına karar vermek, işin yarısını halletmek demektir nerdeyse. Fakat bunun için de önce kendi özümüzü bilmeli, yönelimlerimizi bilmeli ve ihtiyaçlarımızı belirlememiz gerekir. Kısacası kendimizi tanımamız lazımdır önce.

İyi bir yol arkadaşında ne olmalıdır? Evvela aranacak haslet sanırım emniyettir. Kişi canını, malını, maddi manevi tüm çeyizini yol arkadaşından emin bilmelidir. Aynı yola baş koyanlar yolun tehlike ve zorluklarına beraber göğüs germelidir. Diğer bir haslet ise sadakattir. İnsan bir yola baş koyduğu kişinin, kendisini yarı yolda bırakıp gitmeyeceğinden, ahde vefa göstereceğinden emin olmak ister. Verdiği sözden cayan, yarı yolda bırakan şüphesiz dost değildir. Ebedi uykuya gözlerini kapayan Leyla’sının ardından Mecnun yoldaşın yarı yolda bırakıp gitmeyeceğinden dem vurarak, sevdiğine sitem eder;

Hem rahum idin yolda ey mah

Hem rahı koyup gider mi hem rah.

 

İkili ilişkilerde, aile hayatında bizler için önemli olan nedir? Huzur mu, paylaşım mı, destek mi? Heyecan mı ya da güven mi? Vazgeçemeyeceğimiz öncelikler nelerdir? Kesinlikle kabul etmeyeceğimiz şeyler nelerdir? Bunların adlarını doğru koymamız gerekir. En az on cümle kursak, ihtiyaçlarımızı, şartlarımızı sıralasak, elimizde donelerimiz olur yol arkadaşı seçmeye dair.

Ama hayatımızın akışı devam ederken biri girer hayatımıza. İhtiyaçlarımızı şartlarımızı sıralamadan gelip oturur başköşeye. Kimi zaman o kişinin yanımızdaki yerinin bu kadar önemli olduğunu fark edemez ve bir bakarız ki gönlümüzün tahtına izinsizce oturuvermiş.

Halide Edip’in Ateşten Gömlek kitabını bilirsiniz. Bir subay vardı. Bu subay mayına bastığı için ayaklarını kaybediyordu. Hastanede gözünü açtığında zihni ayakları var gibi algılıyordu. Fakat her ayağa kalkıp, yürümeye çalıştığı anda yere düşüyordu. Kişi de habersizce, belki de aniden gönül tahtına oturmuş insan ile bunu yaşar. Hele ki hayal kırıklığı da doğurmuş ise yola tek başına devam eder. Sezen Aksu’nu yol arkadaşım şarkısını bilir misiniz? Açıp dinlemelisiniz hemen:

 

Korkular basmış dünyayı, şimdi bir semt adı Vefa
Kutsal kavgalardan bile kaçan kaçana
Anlaşılır gibi değiliz, tek bedende kaç kişiyiz?
Hem yok eden hem de tanık, ne esaslı karmaşa!

Ben sana küsüm aslında, haberin yok
Koyup gittiğin yerde kötülük çok.
Kime kızayım, nazım senden başka kime geçer?
Benim sensiz kolum, bacağım, ocağım yok.

Sen esas âlemi seçtiğinden beri
Ben o saniyede bittiğimden beri
Dünya bildiğin dünya, dönüp duruyor işte
Uzun uzun konuşuruz bir gün, son İstanbul Bey'i

Yol arkadaşım, neredesin?

 

Yol arkadaşlığı çok mühim, insan ister davasında ister yaşam biçiminde yoluyla, yol arkadaşıyla anılır. Ebubekir değil miydi Hicret arkadaşı? Çölleri, kurak toprakları, siyah taşları geçerken Hz. Muhammed’ in yol arkadaşı…

 

Bir yol var; bir başı bir de sonu var. Bir yar var, onun da bir başı bir sonu var. Seçtiğimiz yarenlerimiz, yol arkadaşlarımız bizi doğru yola sevk ettiği vakit işte tam manasıyla doğru yol bu olur.

Zira kötülüğe, kötüye götüren yolun başında da bizleri bekleyen insanlar var.

 

Hep dediğimiz gibi yolumuz güzel insanlara, doğru insanlara, yarı yolda bırakmayacak mert insanlara çıksın, çıksın ki yürüdüğümüz yolu, niye yürüdüğümüzü, nasıl yürüdüğümüzü, kimle yürüdüğümüzü bilelim. Asıl mesleğimizi unutturmadan, “Anam babam sana feda olsun” zihniyetinde, yürüdüğümüz yol asıl yol olsun. Yol arkadaşımız buna değecek itibarda olsun.

 

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.