sohbet odalarıdini sohbetleromegle tvtürk sohbetdini sohbetcinsel sohbetçanakkale psikologtıkanıklık açmagaleri yetki belgesi nasıl alınıryalama taşıbets10 girişdeneme bonusu veren sitelerdeneme bonusudeneme bonusu veren sitelerdeneme bonusu
Elazığ
26 Aralık, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    34.06
  • EURO
    37.74
  • ALTIN
    2730.4
  • BIST
    9833.22
  • BTC
    57646.840$

        UZAK

07 Haziran 2023, Çarşamba 16:21

 

 

        Uzak; kötülüklerden, niyeti salih olmayanlardan, size pozitif enerji yerine sürekli kaybedici yükler yükleyenlerden, yaşamı sevdirmek yerine sizi sürekli aşağı çekecek saplantılı ilişkilerden… Anne babalarımızın güzel dualarındaki gibi kötü niyetli insanlardan uzak…

        Her şeyden uzaklaşınca kendine daha çok yaklaşıyor insan. Bugünlerde daha derinden hissediyoruz bunu. Sanki kendimizle yeniden tanışıyoruz, öylesine güzel hisler vuku buluyor işte içimizde, yüreklerimizde.

       İnsan ki; öyle kendi iç dünyasına çekilince; bitirdiklerinin, kimleri maziye gömdüğünün, kimleri hayır niyetine elden çıkardığının, öte yandan kimlere daha sıkı sarılması gerektiğinin farkına varıyor.

     Olumlu ya da olumsuz, önyargıda bulunmak için acele etmemek gerektiğini öğreniyor, en nihayetinde fani dünyada aslında tek olduğumuzun farkına varıyoruz. Beraber yiyip içtiğimiz, aynı çatı altında büyüdüğümüz kardeşlerimizin bile zamanı gelince herkes gibi el olacağı gerçeğiyle yakın. Belki başka şehrin başka penceresinden bakan bir yabancı ile bir gün daha yakın.

            Her bir yıl, yaşımıza bir sayı ekler durur hayat, işte o yaş beraberinde heybemizi dolduran bir yığın tecrübe ile gelir. Fazlalıkları atarsınız sonra, yeni bir yıla başlarsınız yeniden, eldeki yeni duygularla. İşte böyle böyle yalnızlaşır içimizde yer alan duygular, daha sakin daha kendi halimizde daha olgun... Kavgalardan, hırstan, kötülüğe yol açacak tüm meselelerden uzaklaşmaya başlarsınız. Dinginlik sarıverir bizi. Hoş bir sükût hali belki de bu. Öncesinde uğruna mücadele vereceğiniz şeyler, şimdi çayınızı içerken bir gülümsemeye gömülür belki de. Tüm gürültülerden uzak, yalın ve gelecek günlerin daha da dinginliğini umut eden bir tavırla.

          Olmazların peşinde heba olmaktan, hak etmeyen, gönlü çirkin insanların hikâyesi olmaktan, anam babam yaşında olup, görünce yaşına saygısından ayağa kalktığın insanların menfaat sevdasından uzak, tüm ahlaki yargıları altüst etmiş gençlerin yaşam biçimlerinden uzak…

        Şu hayat içinde neye nasıl baktığımız o kadar önemli ki; sabahın seherinde kalkmış olman, yol boyunca mevsimin bize verdiği çiçeklerin müthiş sanatkârlığını izlemen, gökyüzünün eşsiz maviliğinin iyiliğin beyazıyla buluşmasına şahitliğin, şükür sebeplerinin çokluğunu bilmek, bir çocuğun başını okşaman, bir gencin gönlünü alman, bir yaşlının gülümseme sebebi olman… Ne çok sebep var severek yaşamaya. Tüm bunlar kolaylaştırıyor yaşam zorluklarımızı sanki.

      Zorluklar kolaylıkların varlığındandır, her şey zıddıyla yer almıyor mu bu hayatta? Zorluklar olmasa imtihanlar nasıl olacaktı başımızda? Her bir sınavın sonunda nasıl alacaktık o başarılı notları değil mi? Zorlarımız kolay olsun inşallah, bahtlarımız berrak su gibi, zanlarımız kayda değer güzellikte olsun. Elini tuttuğumuz insanlar güzel kalpli olsun, kötü kalplilerden uzak…

       Uzak… Kötüden, kötülüklerden, kötü insandan uzak… Hayatta her şey insan içindir. Dünyaya, çevremize ve insanlara baktığımızda kötü olarak yaratılan hiç ama hiçbir şey yoktur. Biz çoğaldıkça yeşerdi kötülük ve kötü düşünce. Ne zaman ki biz doğruluktan geliş gayemizden koptuk, insanlıktan çıktık o zaman kötülüğü de icat ettik. Hele aramızda iyi görünen kötüler yok mu onlar daha da tetikledi kötülüğü. O zaman ne yapmamız gerek? Uzak durmak. Kötü arkadaştan, kötü dosttan, kötü yardan, kötü insanlardan…  Çünkü kötülük insanın elbisesine sinerse, kötülerin kötülüğü de farkında olmadan insanın düşüncesine, davranışlarına, inancına ve kalbine siner. O da onun gibi olur. İşte bu sebeple uzak…

      İşte bu kötülüklerle daha fazla hemhal olmadan, güzelliklere bir kucak açış herhalde biraz kendinle yalnız kalmaktan geçiyor. Sonrası zaten Mevla ile ilgili. Kötü kapıları kapatın, yeni öyle güzel kapılar açılıyor ki. Mis gibi, Lotus (nilüfer) çiçeği misali. Hatta bazen kötülükler, kötüler güzelliklere vesile oluyor. Her hayırda bir şer, her şerde bir hayır…

     Yıllar hayat bir sevinerek bir üzülerek işte böyle geçiyor, bizimle hep var olan sadece kendimiz. Nefes ALLAH’tan bir mucize sadece. Kendinizi iyi yüreğinize, güzel düşüncenize bırakın. İnsanlardan beklemek kendimize yapılan haksızlığa dair.

     Şimdi sorsanız uğurladığın o yıllardan nelere üzüldün? Zarifoğlu’nun şu cümlesi dökülür dilimden kalemimden:

    “Bu fani âlem için beklentiye giren kalbime kırgınım” der çekilirim köşeme. Fakat bilirim de sonunda; kendim bana iyi geldikten sonra, başkasının bana nasıl geldiği yahut benden nasıl gittiği önemsiz, pek de lüzumsuzdur efendim.

Kötülüklerden uzak, hoş geldin gelmekte olan. Günümüz hayrolsun o vakit,

 

     

      

        

           

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Facebook Yorum