Siyonist İsrail ve ABD'nin Politikaları ile Hamas Arasında Olası Ateşkes: Perde Arkası ve Türkiye’nin Tutumu
16 Ocak 2025, Perşembe 11:20Ortadoğu’da Siyonist İsrail ile Hamas arasında bir ateşkesin konuşulduğu şu günlerde, bu girişimin arkasındaki nedenler, ABD’nin destekleyici rolü ve olası sonuçlar derinlemesine analiz edilmelidir. Filistin halkının maruz kaldığı sistematik zulüm, Gazze’de süregelen insanlık trajedisi ve uluslararası güçlerin bu krizdeki sorumluluğu, ateşkesin yalnızca bir stratejik manevra mı yoksa samimi bir girişim mi olduğunu sorgulatmaktadır.
Siyonist İsrail, Gazze’de uzun yıllardır bir apartheid rejimi uygulamakta ve Filistin halkını topraklarından koparmayı hedefleyen işgalci politikalarını sürdürmektedir. Bu süreçte ABD, İsrail’e hem siyasi hem de askeri destek sağlayarak bu zulmün başlıca ortağı olmuştur. ABD’nin sağladığı finansal yardımlar, gelişmiş silah sistemleri ve Birleşmiş Milletler’deki vetoları, İsrail’in uluslararası hukuku hiçe saymasına olanak tanımıştır. Bu durum, Filistin halkının haklı davasını daha da zorlaştırmakta ve bölgedeki tansiyonu artırmaktadır.
ATEŞKES GİRİŞİMİNİN ARKA PLANI
Siyonist İsrail’in olası bir ateşkese yönelmesinde birkaç önemli etken rol oynamaktadır. Bunların başında Hamas’ın direnişi gelmektedir. Hamas, yıllar içinde askeri kapasitesini geliştirerek İsrail’in bölgedeki kontrolünü zorlaştırmış ve işgal planlarına büyük bir darbe vurmuştur. İsrail’in bu direnişi tamamen yok etmekte başarısız olması, onu geçici bir ateşkese zorlamaktadır.
Bunun yanı sıra, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları sırasında yaşanan binlerce sivil kayıp ve altyapı yıkımı, uluslararası toplumun tepkisini çekmiştir. İnsan hakları örgütleri, İsrail’in savaş suçları işlediğini açıkça ifade etmeye başlamış ve birçok ülkede halk protestoları düzenlenmiştir. ABD ise İsrail’i bu süreçte korumaya devam ederek eleştirilerin odağı olmuştur. Ancak, İsrail’in bu insani krizi derinleştiren politikaları, bölgede yalnızlaşmasına ve diplomatik baskılarla karşılaşmasına neden olmuştur.
PEKİ TÜRKİYE'NİN TUTUMU NE OLMALIDIR?
Türkiye, tarihsel, dini ve insani sorumlulukları doğrultusunda Filistin davasında mazlumların yanında yer almaya devam etmelidir. Siyonist İsrail’in ve ABD’nin işgalci politikalarına karşı güçlü bir duruş sergileyen Türkiye, Filistin halkının haklarını savunma konusunda kararlı bir politika izlemelidir.
Türkiye, Gazze’deki insani krizin hafifletilmesi için acil yardım faaliyetlerini artırmalı ve Filistinlilerin temel ihtiyaçlarına ulaşmasını sağlamalıdır. Aynı zamanda, Hamas’ın uluslararası alanda meşru bir aktör olarak tanınması için diplomatik girişimlerde bulunmalıdır. Hamas, Filistin halkının iradesini temsil eden önemli bir yapıdır ve bu nedenle diyalog ve destek, Filistin’in bağımsızlık mücadelesi için hayati önemdedir.
Bununla birlikte, Türkiye, ABD’nin İsrail’e sağladığı desteği eleştiren bir söylemi uluslararası platformlarda daha güçlü bir şekilde dile getirmelidir. ABD’nin Ortadoğu’da uyguladığı çifte standart politikaları, bölgedeki istikrarsızlığın en büyük nedenlerinden biridir. Türkiye, bu politikaları teşhir etmeli ve Filistin davasına yönelik adil bir çözüm için uluslararası kamuoyunu harekete geçirmelidir.
Siyonist İsrail ile Hamas arasında imzalanabilecek bir ateşkes, geçici bir nefes alma süreci olabilir ancak kalıcı bir barışın teminatı değildir. İsrail’in işgalci politikalarına ve ABD’nin desteğine karşı Filistin halkının mücadelesi devam edecektir. Türkiye, bu süreçte adalet, özgürlük ve insan haklarını savunarak Filistin davasına olan desteğini artırmalıdır. Filistin’in bağımsızlığı ve halkının hak ettiği özgürlük için, Türkiye'nin hem diplomatik hem de insani yardım düzeyinde daha aktif bir rol üstlenmesi kaçınılmazdır. Bu mücadelede Türkiye, mazlum halkların sesi olmaya devam etmelidir.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.
Facebook Yorum