SESSİZ VE SUSKUN?
12 Aralık 2022, Pazartesi 13:50Sevgili okurlarım çok sevdiğim üstad Aşık Sefai'nin bir dörtlüğü ile yazıma başlamak istiyorum;
"Başım diye övünme ha…
Ne gelirse başa gelir
Diz toprağa yaslanır da
Baş düşerse taşa gelir”
Aslında siyasetçinin, milletle oyun oynanamayacağını öğrendiği bir seçim süreci yaşıyoruz! Hep birlikte.
Özellikle Elazığ yaşayanların artık kabuğunu kırma, kendini bulma, kullanılmama adına önemli bir süreçten geçtiğini söylemek istiyorum. Zaten yaşanılan Deprem sonrası ve halen yaraların tam anlamıyla sarılmaması, ardından yaşanılan ekonomik kriz, sahipsiz Elazığ söylemleri onu gösteriyor.
Seçime sayılı aylar kala bugün anket şirketleri dahi milletin duruşunu ortaya koyma adına yeterli gelmiyorsa bu durum milletin karar noktasında ortaya koyduğu akılcı duruşun ta kendisidir!
20 yıl iktidara destek veren Aziz şehrimizde'de artık siyasetçi karşısında, ya da köyüne misafir ettiği devlet temsilcisine deprem sonrası mağdurluğunu sorgulayan, merasına sanayi sitesinin yapılmamasını anlatmada çekinmeyen, yaşanılan ekonomik koşullarında geçim yapmakta zorlandığını dile getirmekten korkmayan vatandaşın, artık kabuğunu kırdığının örneği değil midir?
Bugün siyasetçiler seçime birkaç ay kalmasına rağmen vatandaşın duruşunu net bir dille ifade edemiyor, Gerek iktidar vekilleri gerekse muhalefetin tek vekili SESSİZLİK VE SUSKUNLUĞU görüyordur.
Bu suskunluk tek başına bir suskunluk veya sessizlik değil? Hem tehlikeli, hem ürkütücü, hem korkutucu, hem de tedirgin edici. Manidar bir sessizlik veya suskunluk. İşte işin aslı bu
Tüm siyasetçiler bu sessizliğin neticesini merak ediyor. Bizler ise dilimizin döndüğünce anlatmaya çalışıyoruz da anlayan yok !
Bu merak kimi siyasetçiye tedirgin kimisine ise aşırı dozda heyecan olarak yansıyor.
Peki, vatandaş neden sessiz veya suskun?
Açık bir ifade ile neden renk vermiyor?
Suskunluğun en belirgin iki gerekçesi üzerine konuşalım isterseniz ilimizi...
Birinci gerekçe aynen şöyle:
Vatandaş suskun. Çünkü oy vereceği siyasi partiyi zaten biliyor lakin, önüne geleceği aday listesine göre değerlendirme yapacağı aşikar çünkü bu sefer lidere değil listeye göre oy verecek. Siyasi yorgunluğu da bunun yanına koyduğunuz vakit suskunluğun diğer adı bekleyiş,anlamına geliyor.
İkinci gerekçe de;
Evet, vatandaş suskun. 24 Ocak depremi sonrası sahipsizlik hissi, TOKİ tarafından yapılan yaşam alanı dar evler, 40 yıllık mahallelerinden farklı bölgelere dağıtılması, orta hasarlı evlerinin güçlendirme yapılmadan evlerine giremeyecek olmaları ve sonrasında maddi gücü yetmeyip kredi çekmek istemesi ama bu seferde binaların yaşı itibari ile veto yemesi bitti mi sahipsiz Elazığ sloganları ile yaşayan bir koca çınar Elazığspor, bitti mi Ulova-Kuzova sulama projesi bitti mi .....
Çünkü vatandaş tepkili sahipsizlik hissi ile susmayı, sandık günü konuşmayı tercih ediyor! Kim bilir sürpriz yapacak belki.
Her iki ihtimal üzerine yapılan hesaplar seçim gününe dair heyecanın boyutunu artırıyor.
Bu suskunluk neye alamet, vatandaş tercihini çoktan yaptı mı, yoksa hakikaten bir tepki suskunluğu mu, elbette ki orasını seçim günü sandıklar açıldığında göreceğiz.
AK Parti geçmişte yaptığı 5-0 yada 4-1'i yapabilecek mı? 41 yıl sonra CHP 1 vekil ile devam mı edecek sayıyı artıra bilecek mi , MHP iddiasını gerçekleştirecek mi ? 2018 seçimlerinde 35 bin küsur oy alan HDP aynı karşılığı bulacak mı? Veya hiç birisi mi olmayayıp, İyi Parti ,Deva Partisi, Yeniden Refah Partisi şehrimizde bir süprize imza mı atacaklar seçimleri bekleyelim.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.
Facebook Yorum