Özümüz

Sadık dostlarınızla nereye kadar gidebilirsiniz?

Gözden uzak olan gönülden de ırak olurmuş?

Sosyal yaşamınızda ne kadar kime yakınsınız?

Duydun mu komşu kim kime ne demiş? Neden demiş? Aaaaa onu mu demiş?

Her toplumun kendine has kültürü vardır. Bu kültürler özü sözü bir olan kimlikleri  oluştururken onlara has olan ve onları tamamlayan , tanımlayan farklı soruların oluştuğunu görmekteyiz.

Bu kimliklerin oluşum aşamasındaki soruları dostluk, kardeşlik, hasret, sıla, sosyal yaşam kaygısı ve gıybet üzerine oluşur. Her soru organiktir. Kendi kimliğine hastır. Bu özü sözü bir olan kimliklerin oluşum aşamaları tamamlandıktan sonra ise artık kendilerini kanıtlamak uğruna ve daha güzel bir yaşam için oldukları köy ve kasabalarından çıkıp uçsuz bucaksız kara parçalarına teknolojinin çığır aşmış büyük büyülü mekanların olduğu şehirlere göç etmeye başlarlar. Esas olan bu kimliklerin göç edişi değil yok oluşudur. Bu büyük şehirlerdeki büyük yığınların tek tip öznesi olurlar. Artık onlarda birer nesnedir. Ticari değeri olan bir metadır. Tüketimin mecburi hizmetini yerine getirmek için yaşamlarını sürdüren bu kimlikler göz göre yok olurlar. 

Bizler bu yığınların duygusuz özünü kaybetmiş bir parçası olmamak için kendi kültürümüzü korumalıyız. Geleceğimizi gösteriş uğruna kaybetmemeliyiz. Yığınların esaretinden kurtulmak için üretmeliyiz. Tüketimin cansız şuursuz bedenlerini esaretten kurtarmak için onlara can olmalıyız.