Elazığ
29 Nisan, 2024, Pazartesi
  • DOLAR
    32.38
  • EURO
    34.79
  • ALTIN
    2439.4
  • BIST
    10082.77
  • BTC
    63074.87$

ÖĞRETMENLİK MESLEK KANUNU

09 Aralık 2022, Cuma 14:22
ÖĞRETMENLİK MESLEK KANUNU

Öğretmenlik Meslek Kanunu'nun yasalaşma sürecinde olduğu şu günlerde bazı ana noktalara değinmek yerinde olur diye düşünüyorum.

1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanununun 43.maddesinde öğretmenlik mesleğinin tanımı yapılırken, öğretmenliğin özel bir ihtisas(uzmanlık) mesleği olduğunu söyler. Yani bu kanun çoktan çıkmalıydı zaten. Öğretmenlik sıradan bir devlet memurluğu değildir. Özel bir uzmanlık mesleğidir. Böyle de olmalıdır. Düşünün koca bir ülkenin geleceğini siz yetiştiriyorsunuz. Bu muazzam olay sadece memur denilerek  geçiştirilemez. Memuriyet elbette değerlidir. Yanlış anlaşılmasın. Kastettiğimiz  öğretmenliğin farklı bir uzmanlık alanı olduğudur. Yıllardır öğretmenlerimizin merakla beklediği bu kanun nihayet çıkıyor. Çıkmasına çıkıyor da acaba beklentileri karşılıyor mu? Taleplere cevap veriyor mu? İşte buralara bakmakta fayda var. Maalesef son zamanlarda kanunların çıkıp çıkmamasından çok, içeriğinin ne olduğuna odaklanmak durumunda kalıyoruz.

* Öğretmenlik mesleği, kanunen hak ettiği statüde, saygınlıkta olmadığı, hak ettiği özlük haklarına kavuşmadığı, maddi olarak hak ettiğini alamadığı sürece çıkarılan kanunların pek bir önemi kalmaz. Çıkarılan kanunda özellikle bu hususların dikkatle ele alınması elzemdir. Öğretmenlik mesleği özellikle son yıllarda manevi olarak, saygınlık olarak toplumda ve okulda  hak ettiği seviyede değil. Öğretmen artık öğrenci üzerinde denetim kurmakta zorlanıyor çünkü elinden yetkisi, etkisi alınmış durumda. Toplumda hak ettiği seviyede değil çünkü statüsü değersizleştirilmiş durumda. Eğitimin önemini sanırım burada tekrar tekrar anlatmaya gerek yok. Bir meslek için en önemli durum statü ve saygınlığının, yani toplumdaki yerinin kıymetidir. Maalesef devlet ve toplum nazarında verilen değerin azalması en önemli problemdir. Daha birkaç gün önce Sn. Bakan Şanlı Urfa'da bir okul gezisinde gelmeyen, bulunmayan ancak takip ve temini, devletin sorumluluğunda olan bir durumla ilgili herkesin gözü önünde azarlaması sanırım meramımızı anlatmaya bir misaldir.

***Eğitimin mutfağında yer  alan öğretmelerimizin eğitim öğretimi ilgilendiren neredeyse hiçbir konuda görüş, öneri, fikir ve isteklerinin dikkate alınmaması da önemli ana problemlerden. Bugün eğitim namına öğretenin işlevi sadece derse girip çıkmak ile sınırlandırılmış durumda. Sistemin uygulayıcısının elinde hiçbir yetki olmazsa sistem eksik kalır. Sistemler, düzenlemeler eksperi olarak batı illerimizde  birkaç pilot okulda ülke gerçeklerini yansıtmayan düzenlemeyle yapıldığı, ülkenin dört bir yanında gerçek durumu bilen, gören eğitimcilerin es geçildiği sorun ve çözümleri bilen söyleyen her eğitimciye kulakların tıkandığı bir ortamda başarı şansı azalır.

**Bugün öğretmenlik mesleğinin en önemli problemlerinden bir tanesi de maddi getirisinin çok düşmesidir. Öğretmen dersinden çok geçimini düşünüyorsa verimli olamaz. Alım gücünün yükseltilmesi ve hak ettiği maaşı alması gerekir. Elbette her meslek değerli ve önemlidir ve maaşlarının hak ettiği seviyede olması gerekir ancak bugün lise mezunu alım yapan meslek kollarında dahi maaşlar uzmanlık mesleği öğretmenden daha yüksek seviyede. Bu durum ciddi haksızlıklara yol  açıyor.

Tabii saydığımız faktörler en temel düzeyde ana problemlerden bazılarıdır. Burada hepsini saymak mümkün değil. İlgili kanuna dönüp baktığımızda saydığımız ve sayamadığımız önemli problemlere çözümler üretiyor mu? Bence hayır. Bu kanun mesleği daha yüksek seviyelere taşıyıp değerine hizmet etmekten çok sadece maddi getiri anlamında iyileştirmelere indirgenmiş durumda. Kaldı ki maddi getirisi de son derece yanlış bir düzenleme ile uzun yıllara ve sınavlara bağlanmış durumda. Bu haliyle bu kanun ciddi iyileştirme getiremez.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.