Elazığ
19 Eylül, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    34.06
  • EURO
    37.74
  • ALTIN
    2730.4
  • BIST
    9833.22
  • BTC
    57646.840$

Kiralık Kalem Meselesi ve Bir Nafiz Koca Klasiği

18 Eylül 2024, Çarşamba 21:37

Bu ara bir takım gazeteci arkadaşın can havli ile gündemde tutmaya çalıştığı bir milli mesele var, hem milli hem de beka meselesi olan bu gizemli kiralık kalemler olayında sessiz kalamayacağımı beni tanıyan herkes bilir.

 

Bu iş öyle kim demiş, kime demiş kim demişse halt etmiş, delikanlı ise isim versin, isim vermezse şerefsizdir, müfteridir gibi beylik laflarla çözülmez.

Gazetecisiniz beyler, at gözlüğü takıp olay çözemezsin, önce burnunuzun ucunu görecek, yakınımdır, dostumdur, meslektaşımdır demeden çevrenizde olup bitenin farkına varacaksınız, bu kirli ilişkiye giren babanız dahi olsa boynuna binip deşifre edeceksiniz.

 

Satılık kalem iddiasını yakın zamanda ‘’Çatlasanız da, patlasanız da size para vermeyeceğim’’  diyerek gündeme oturtan M.V. Mahmut Rıdvan Nazırlı oldu, cümle çoğul bir özne ile yüklü olduğu için niye yalan söyleyeyim yerimde zıplamaya başladım, bu ‘’Sizlere’’  kelimesinin içine beni de mi soktu diye işkillendim, vehme kapıldım, vehme düşmemin sebebi Mahmut bey hakkında birkaç eleştiri yazımın eş zamanlı çıkmasıydı, neyse babası ve amcası böyle bir şey yapmaz bizim Rıdvan, üzerine alınma diyerek beni rahatlattı.

 

Zaten bana böyle bir ithamda bulunması imkansız bir şeydir, Elazığ beni tanır, üstüme gelen pisliği (Pislik dediğim paradır)  bana bulaştırma, eğer nefsime  uyup yönelirsem O dakika benim canımı al diye namaz sonrası Rabbime dua eden biriyim, çok şükür o DA Hafiz ismiyle muhafaza edip beni bulaştırmadı haram paraya, çok mu zenginim, evet çok zenginim eşim ve benim emekli maaşım kadar zengin biriyim evim, arabam yok kirada oturuyorum

Toplu taşıma araçlarını kullanıyorum, hiç mi sıkışmıyorum evet sıkıştığım, zorlandığım zamanlar oluyor, zekat ve infakın faziletini bilen birkaç dostum var, zaman zaman onların desteği ile sıkıntılarımı gideriyorum, Allah onlardan razı olsun, neyse kendi özelimi yazmak zorunda kaldım, kusura bakmayın lütfen.

 

Rıdvan beyde kalmıştık oradan devam edelim. 

Rıdvan bey kime söyledi niye söyledi, kim veya kimler üzerine aldı, ortalık bir anda sessizliğe büründü herkes OMERTA yasasına uydu iş faili meçhul kaldı.

 

En sonunda da Abdullah Akın ile yeniden gündeme geldi kiralık kalemler, Sansürsüz Programını ilgi ile izlerim, bu programın yapımcıları Ahmet Paki Kaymaz ve Cengiz Gülaç beyleri de tanırım, Abdullah Akının kiralık kalemler lafından çok alınmış olacaklar ki, programlarına konu ettiler, beyler sizde önce temizlik  işleri ihalesini köşeme taşıyıp savunan benim, vallahi Abdullah Akın kiralık kalem değil kiralık katil dese hiç umursamam bile, çünkü dosya ortada, yapılan iş açık, iddialar mesnetsiz, kim ne demiş, niye demiş varsın desin, siz yaptığınız işin doğruluğuna inanıyorsanız mesele bitmiştir.

 

Gelelim asıl meseleye.

Kiralık kalemler meselesine.

 

Yaşanmış ve herkesçe bilinen bir olaya.

 

Bu SOMUT olayın kahramanları, Ben, Nafiz Koca, Sözcü Gazetesi muhabiri Evren Demirtaş ve bundan önceki Pertek belediye başkanı Ruhan Alan.

 

Yaşananları olduğu gibi yazıyorum.

 

Pertek STK Platformu bana birtakım belgeler gönderiyor, ilave bilgi ve belge varsa istiyorum, onları da gönderiyorlar, eldeki bilgi ve belgeler büyük bir yolsuzluğu anlatıyor, tereddüt etmeden Günışığı gazetesindeki köşeme taşıyorum, ayrıca giderayak imarlı 84 parsel arsanın satışını da ihale günü Erzincan İdare mahkemesinden aldığımız yürütmenin durdurulması kararı ile engelliyoruz, burada çoğul ifade kullandım çünkü üç siyasi bu konuda bana yol gösterici oldu.

 

Köşe yazım ulusal gazeteler ve televizyonlar da yer alınca, köşe yazdığım Günışığı gazetesi de belgeleri istedi ve köşemi konu eden haberi tekrar yaptı.

 

Aradan birkaç gün geçti, ben gazeteyi arıyorum, Nafiz Koca gazetede mi diyorum, çalışanlar yok abi biz de ulaşamıyoruz diyor.

 

Akşam saatleri, Nafiz Koca yanında Ruhan Alan ve ekibiyle ortaya çıkıyor, resim çekip sosyal medya hesaplarında paylaşıyor, şüpheci biriyim, içime bir kurt düşüyor, bir şeyler döndü yine diyorum, yanılmıyorum evet bir şeyler dönmüş.

 

Sözcü Gazetesi muhabiri Evren Demirtaş aracılığı ile Nafiz Koca belediye başkanı ile buluşturulmuş, Pertek de ağırlanmış, uğurlanmış, ‘’Doğru Bilgiler’’ ile donatılmış.

 

Sonraki günler, Günışığı gazetesi Pertek belediye başkanının reklamını yapıp, haberlerini birinci sayfadan yayınlamaya başlayınca çok da sabırlı olmayan ben de zemberek boşalıyor.

 

Nafiz Kocayı aradım, telefonlara cevap vermedi, veremedi, çünkü vereceğim tepkiyi çok iyi biliyordu.

 

Yapılanların ilkesizlik olduğunu anlatan bir yazı kaleme alıp gazeteye gönderdim, beyefendi çok kızmış ve yazımı yayınlatmamış, artık benden yazı beklemeyin dedim ve gazete ile ilişkimi kestim, çok da iyi ettim.

 

Nafiz Koca ile ortak arkadaşlarımız var, bunlardan birine hele şu Nafize sor bu işi niye yaptı diye ricacı oldum.

Arkadaş sormuş, aldığı cevap çok manidar bir cevap ‘’Belediye başkanının söyledikleri beni ikna etti’’

 

Sabredin değerli okuyucular yazı çok uzadı biliyorum, kısa bir yazı ile anlatılacak bir iş değil, satılık kalem meselesi.

Şimdi Koca gazeteciye iki basit soru soralım.

Sen dahil, birçok gazete ve televizyonun ikna olup yayınladığı köşe yazımda ki belgeler ile kanıtlanan yolsuzluk ve suistimal olayı ne değişti de birdenbire Pertek belediyesi reklamına dönüştü.

Sen Koca gazeteci, köşeme taşıdığım, senin de değerli bulduğun bu olayı yerinde incelemek için Pertek’e gittiğini farz edelim, sen her haberi yerinde mi incelersin, şayet böyle ise Erzincan İdare Mahkemesinin yürütmeyi durdurma kararını niye araştırma gereği duyup da Erzincan’ın yolunu tutmadın.

 

Bu iki soru ile yetinip, Pertek seyahatinin ayrıntılarına girmeyeyim, seyahatin tüm ayrıntıları Pertek STK platformundaki dostlarım tarafından an be an izlendi ve bana bildirildi, bu seyahatin bu özel bölümleri beni zerrece ilgilendirmiyor, beni ilgilendiren senin yaptığın gazetecilik.

 

Nafiz koca senin yaptığın bu ilk olay değil, onlarcası var, eğer senin gazetecilik anlayışın bu ise bir an evvel bu işi bırak, mesleğe leke sürme.

 

Bu uzun yazıdan sen ne çıkardın da, bizim kafamızı karıştırdın diyen okuyucuya saygı duyarım, ben de bir şey çıkaramadım Vallahi, belki zeki ve akıllı birkaç okuyucu bir şeyler çıkarır diye öyle rast gele yazdığım bir yazı oldu, bir şeyler çıkaran okuyucu bana özelden mesaj atsın ben de merakta kalmayayım, Olur mu!!!

 

Satılık kalem avcıları, size ne diyeyim ben, burnunuzun önüne bir bakın, neler oluyor neler bitiyor biraz araştırın, biraz ciddi olun, gazetecilik yapın.

 

Nafiz Koca; bu memlekette seni en iyi tanıyan benim, sen de beni iyi tanırsın, sana şunu aldın, bunu verdin demiyorum, ama şunu bil, hatır gönül için dahi olsa, bir haberi karartmak, yaptığı habere, köşe yazarının belgeli yazısına sırt çevirmek, tükürdüğünü yalamak kiralık kalemlerin işidir.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.