Kelimelerin Gücü
18 Şubat 2025, Salı 15:31Kimi zaman yazma isteğimi kaybediyorum. Açıkçası kelimelerin bu kadar acımasız ve hoyratça kullanıldığını görmek yazma eyleminden uzaklaştırıyor beni bazen. Hâlbuki tek dert ortağımız, yol arkadaşımız kelimeler… Ne yazık ki küçük oyunlara alet edilmeye çalışılıyor sihirli harfler topluluğu.
Bir çare yine kaleme sığınıyoruz aradan zaman geçse de. Kelamımız aydınlatacak karanlığı. Çünkü belki içimizdeki karanlığı aydınlığa kavuşturmaya belki de dıştaki karanlığı içimizin ışığıyla aklamaya mecbur kalıyoruz kelimeler ile. Kelamımız bir nebze umut olur belki okuyanlara. Çorak gönüllerin susuzluklarına derman olur belki. Biz de okuduklarımızda yaralarımıza merhem bulmuyor muyuz? Ellerimiz beşik sallarken kalem de tutabiliyorsa dünyayı da sallamıyor muyuz kelamımızla!
Kalemin nasıl kullanıldığını, hoyratça yazmanın utangaçlığını Necip Fazıl’lardan Mehmet Akif’lerden öğrenmeliyiz. Güzel adamların güzel dertleri ile dertlenmeliyiz bir gece vakti mesela…
En güzeli Kur’an okumalıyız elbette. Yüzeysel değil, kelimelerin en fazla ne kadar içine, yüreğine işlediğini görmeliyiz. Bize kelamın gücünü en sağlam halde naifçe haykıran bu güzelliğe sağır kalmamalıyız.
İnsanı nasıl da güzelleştiriyor kelimeler, bunu fark etmeli. Hiç tanımadığınız bir insan düşünün hadi, ancak o sizi tanıyor olsun ve derdini size kelimelerle anlatıyor olsun. Siz onun sadece kelimelerinin ifadesini seviyorsunuz. Hiç tanımadan seviyorsunuz hem de. Kelimeleri zihninizde yer buluyor ve oluşturduğu evrende kayboluyorsunuz. Çok güzel fiziğe yüze sahip biri kelimeleri ile kendini çirkinleştirebiliyor,çok alımlı olmayan biri de kelime kullanımı sayesinde gözünüze harikulade gelebiliyor değil mi? Etkiye bakın lütfen!
Sabahattin ALİ’nin Canım Aliye Ruhum Filiz diye başlayan satırlarında gezdiriyoruz gözlerimizi. Nazım Hikmet ’in Necip Fazıl ile atışmasının, kelamla nasıl bu kadar dolu ve anlamlı hale geldiğine şaşırıyoruz belki de. Sonra Virginia Woolf’un intihar etmeden önce yazdığı mektubu düşünüyoruz. Duyguların en yoğun olduğu anda kelimeler ile arasında oluşan havayı teneffüs ediverirken buluyoruz kendimizi.
En güzeli; Peygamber’in dine davet etmek için kaleme başvurmasına şahit oluyoruz. Davet mektupları gönderişine hayran oluyoruz elbette. İslam için, dünyadaki kötülüklerin son bulması için, kaleme ve kelama duyulan ihtiyaç ve güvene bir kez daha en asili ile şahit oluyoruz.
Eminiz şimdi değil mi? Şüphelerimiz yok olmalı, yavaş yavaş silinmeli zihnimizden. Sözcükler; onlar sizden öncede vardı bayım, arkadaşım, dostum, sırdaşım…
Öyleyse kimse sahipleniciliğini yapmasın sözcüklerin, kelimeler hepimizin…
Mimarlığını yapalım duyguların, samimi ve de içten...
Ne vakit yitirsek ümidi, sarılmalıyız sözcük yuvası kitaplara. Geçmiş ve geleceğimize ışık tutan, yol arkadaşımız olan kelamın gücüyle güçlenmeliyiz. Doğru ve dürüst kelamın gücüyle…
Selam ve dua ile.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.
Facebook Yorum