HAYAT GELSİN BİLDİĞİ GİBİ
02 Ocak 2023, Pazartesi 15:33Yepyeni bir yıl… Her şey yeni olsun. Yeni sayfalar açılsın her birimizin önünde, gittiğimiz yollar çiçekli, havamız güllük gülistanlık olsun.
Gülcemali güneş, yüreği ak pak insanlarla kesişsin yollarımız. Yüzümüz gülsün, aklımız fikrimiz iyilikle haşir neşir olsun. Kıskançlıklardan kötülüklerden ırak, yurdumuz sevgi, yastığımız sadakat olsun.
Efendim memleketin hali ne olacak? Akşam evde ne pişecek? Çocuğun okul taksiti el yakacak… Sevdiğimle aram kötü, babam akşam bana kızdı, arabanın önünü sürttüm, bugün kolum çok ağrıdı…
Ne dertler sorunlar biter ne de meşguliyetler. Psikoloji dediğimiz ruh hali en büyük ilaç. Hayata bakış açınızı biraz olumlu tuttunuz mu, biraz da inanış, varsın gelsin mücadele için en kuvvetli desteğiniz.
Kötü insan mı yok? Kötü şans yaver mi olmuş ya da her şey yolunda mı gidiyor? Elbette hayır, herkesin bir sorunu var bu hayatta, ya da mücadele ettiği bir handikabı. Ama bilmiyor muyuz ki aşılacak dağın ardında yemyeşil bir ova var, çağlayan dereler, ötüşen rengârenk kuşlar var? Ne diyor Yüce Yaradan:
“ Sizi mutlaka biraz korku ve açlık ile biraz da mallardan, canlardan ve ürünlerden noksanlaştırmak suretiyle imtihan edeceğiz. Sabredenlere müjdele!”
Bakış açımızı ne olursa olsun güzelleştirmemiz lazım. Kolları olmayan bir kızımızın nasıl yüzmede dünya şampiyonu olduğunu düşünün hadi, ya da kolları olmayan bir gencimizin ayak parmakları ile çıkardığı şaheser tabloları… Onlar da bedbaht bir yaşamı tercih edip, her gününü hüsrana boğabilirlerdi elbette. Düşünün ne zor durumdur değil mi? Hadi bir iki saatliğine hiç göremediğimizi ya da ellerimizi ayaklarımızı kullanamadığımızı düşünelim. Çok şükür dediğinizi duyar gibiyim.
Hayatta yeni bir sayfa açmak için bazı zamanlar vardır. Yeni bir yaş bazen, yeni bir iş, yeni bir şehir ya da yeni bir yıl. Bunu yapabilmek için bazı adımlar atmak şart. Bu adımlar yeni sayfalar için, yeni bir yazarlık için lüzumlu. Kitap bizim defter bizim, kimimizin kareli kimimizin çizgili, bazen de saf, duru, bomboş, yazılmaya hazır, el pençe bekliyor önümüzde. Bitmemiş defterleri ne yapardı eskiler? Yazılanları bantlayıp, yeni sayfalardan yeni derslere devam ederlerdi. Öğrendiklerimiz yaşadıklarımız bizlere ders oldu, tecrübe oldu. Haydi yeni tertemiz sayfalara…
Bir yerlerden başlamak lazım yeniliklere. Ev hanımları mutfağın perdesini değişmeli mesela, çiçekli tabaklar koymalı masaya. Komşuya bir tabak yemek vermeli, pencere önlerine buğday koymalı. Yolda gördüğümüz yaşlı amcaya hal hatır sorsun birimiz, birimiz de yol üstündeki kitapçıya uğrasın, okumaya başlasın, keşfetsin uçsuz bucaksız okyanusları böylelikle.
Değişimi kabullenelim; sonra istemeyenleri bırakalım gitsinler, yoklukları ile tehdit edenleri varlığımızla şımartmayalım. Yeni yüzlere yer açın. Gülen bir çocuğun kafasını okşayın, ağlayana sebebini sorun. Yenilgiyi kabullenelim; yenmek zaferdir, yenilmek kaybetmek değil. Bir sonraki mücadeleye antrenmandır. Biriyle konuşun, sevincinizi paylaşın, kederinizi, fikirlerinizi hürce. Henüz söylenmemiş sözleriniz olsun, henüz yazılmamış harika cümleleriniz olsun değil mi? Duyan irkilsin, okuyan bir daha okusun. Makul derecede riskli bir şeyler yapın. Yeni bir işe başlayın, yeni bir eve taşının, yeni bir şehre, yeni bir mahalleye, hiç yapamam dediğiniz bir şeyin olabilirliğini sorgulayın mesela.
Geçmişinize dair bir öykü yazın. Hoşunuza gitmedi mi bu öykü, daha iyi bir öykü yazabilmek için hikâyenize iyi karakterler katın. Bize hazır olarak verilmiş materyaller var kabul ediyorum. Ana hattı belli olan bir yaşam ve olanaklar da az çok belli. Lakin İnsanların çabasına kılınmış bir kader olduğunu unutmadan hep çabayla güzelliklere kulaç açın.
Geçmişinizdeki tüm yenilgiler ve zaferler birikimlerimizdir. Tüm hatalarımızı ve kararlarımızı günahı ile sevabı ile gelin kabul edelim. Geçen zamanı tekrar yaşama şansımız yok, geçen yıllar haftalar günler hepsi geçmiş oldu. Geçmiş aslında hiç var olmadı; çünkü gelecek gibi, geçmiş de insanın icadı değil mi? Hadi etrafımıza bir bakalım ve tek seçenek bundan sonrasını tam şu anı yaşamak değil mi, ona bakalım.
Baksana ne diyor Mevlana;
“ Her gün bir yerden göçmek ne iyi.
Her gün bir yere konmak ne güzel.
Bulanmadan, donmadan akmak ne hoş.
Dünle beraber gitti, cancağızım,
Ne kadar söz varsa düne ait.
Şimdi yeni şeyler söylemek lazım.” Ya da “O zaman şarkı söylemek lazım avaz avaz, o zaman şarkı söylemeli çığlık çığlığa. O zaman yüreğin yükü hafifler belki biraz. O zaman şarkı söylemek lazım avaz avaz. Dert bitmeyince, bildiğin çektiğine yetmeyince, düşmanında kendini yakalayınca, bir daha kin gütmeyince…”
Bırakın hayat gelsin bildiği gibi
Yeni bir yılla silinsin tüm eskiler,
Daha bir yeni, daha bir candan
Gergefin anlatamadığını anlatsın nakıştan anlayanlar…
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.
Facebook Yorum