FİNCAN
05 Kasım 2024, Salı 10:31 Buğra bir resim sergisinde sakin sakin gezinir. Kendi yapacağı resimler için; görsel hafızasındaki anlamlandıramadığı boşlukları doldurmaya çalışır. Resim sergisini tam ortasında bir resmi keşfeder. Bu resimi incelemeye başlar. Her fırça darbesi ona bir şeyler hatırlatır . Heyecanlanır. Resimdeki bir fincan onun hafızasında bir şeyler canlanmasına sebep olur. Kendisini bu esere ait hissetmeye başlar. Ancak, resmin gerçek hikayesi ve sahibinin kimliğiyle ilgili gizemli ipuçları, onu derin bir içsel yolculuğa sürükler.
Daha sonra bu fincanın her detayını incelemeye devam eder. Buğra bir an gözlerini kapatır. Çocukluğunda tatillerde babaannesine yanına gittiği günler hafızasında canlanır. Babaannesi ve Saniye teyzesinin kahve saatleri ve bu kahve saatlerinde bitmeyen yıllanmış sohbetleri. Bu sohbetler eşliğinde Buğra’nın hayallerini süsleyen hikayeleri. Bir film şeridi gibi gözünün önünden akıp gider.
Buğra hafızasında geçmişin izlerini takip ederken, resimle olan bağını anlamlandırmayı başarır. O kahve fincanı, Buğra’nın babaannesinin ve Saniye teyzesinin yıllanmış hikayeler eşliğinde höpürderek içtikleri kahvenin fincanlarıdır. Buğra bu süreçte, aidiyetin ne anlama geldiğini ve sanat eserleriyle insan arasındaki bağların nasıl kurulduğunu keşfeder. Görsel hafızasındaki boşlukları doldurur. Kendi yaptığı sanat eserleriylede, yaşanmış hikayeleri fırça darbelerinin eşliğinde resimlerine yansıtır. Bu duygusal ve düşündürücü detaylarını kendi sergisinde insanlara sunar.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.