Elazığ
29 Nisan, 2024, Pazartesi
  • DOLAR
    32.38
  • EURO
    34.79
  • ALTIN
    2439.6
  • BIST
    10082.77
  • BTC
    62858.72$

FİLLER TEPİŞİR ÇİMENLER EZİLİR

09 Aralık 2022, Cuma 14:29
FİLLER TEPİŞİR ÇİMENLER EZİLİR

21.yy.da, üstelik medeni Avrupa Kıtasında savaş mı olur? Hangi çağdayız! Gibi  şaşırma sorularını bir kenara bırakmak lazım. Evet, olur, oluyor, olacak. İnsanoğlu böyle bir varlık. Hangi çağ olursa olsun açgözlü ve doyumsuz. Bir şekilde savaşır. Özellikle de dünyaya hükmetme iddiasındaki devletler hangi coğrafya olursa olsun insanoğlunun gözünün yaşına bakmadılar, bakmazlar. Nitekim daha yüzyılın başında ABD Irak'a kanlı işgal yapmadı mı? Ortadoğu yıllardır kan gölü değil mi? Suriye de ABD’nin ne işi var? Gibi gibi. Ukrayna Rusya savaşı da bunlardan sadece bir tanesi. Tabii ki sivillerin yok yere öldüğü hiçbir savaş meşru karşılanamaz. Hoş görülemez. Kabul edilemez. Gelin görün ki milyonlarca hatta milyarlarca insan  böyle düşünmesine rağmen bölgelerinde veya dünya genelinde söz sahibi olan birkaç devlet veya liderinin iki dudağının arasında milyonlarca insanın hayatı hiç pahasına mahvediliyor, katlediliyor, yerinden yurdundan ediliyor. Bu hep böyle oldu maalesef.

Bugünkü savaş aslında Rusya-Ukrayna savaşı olmaktan öte Rusya-ABD savaşıdır. Ve hatta daha da ötesinde ABD için, Rusya'yı ekarte edip yarınlar için  en büyük rakip olarak gördüğü Çin ile güçlü rekabet edecek ortam oluşturmaktır. Evet, ABD her ne kadar bu savaşın kurşun atanı olmasa da cephe gerisinde en büyük plan sahibidir. Aylarca bölgede yaptıkları ve kışkırtmaları önündedir.

ABD için bir yandan tamda NATO'nun varlığının sorgulandığı, artık ihtiyaç kalmadığının düşünüldüğü bir ortamda bu saldırı ile    NATO'yu tekrar canlandırma ve varlığının önemini anlatmak için fırsat oldu. Hem Çin ile yakın ilişkide olan Rusya’yı köşeye sıkıştırıp etkinliği daraltmak, azaltmak istiyor. Ve de en önemlisi yakın gelecekteki en önemli rakibi Çin'in karşısına daha güçlü daha nüfuzu olarak Avrupa'yı arkasına almış tek hâkim olarak çıkmak istiyor.

 Rusya açısından bakarsak; Ukrayna’yı aslında  kendinden görüyor. Yani Ukrayna Rusya'nın sınırında ve orada tek hâkim, her anlamda söz sahibi ve etkin olan Rusya’dır. Ukrayna zaten her alanda onların denetiminde. Rusya aslında kendisi için yabancı bir ülkeye girmedi. ABD'nin son yıllarda Rusya’nın burnunun dibindeki ve her alanda etkisindeki Ukrayna’yı nüfuzuna almaya çalışması, Rusya’dan koparmaya çalışması ile olaylar tırmandı. Rusya ise çok açık ve net olarak burası benim bölgem, buradaki ülkeler üzerinde de  ben söz sahibiyim diyor. Kısacası Ukrayna’ya değil, aslında ABD ye direk buralar benim, elini çek mesajı veriyor. ABD bunun böyle olduğunu, olacağını Rusya’nın Ukrayna’yı bırakmayacağını bal gibi biliyordu. Buna rağmen kendince planlar yaparak kışkırtma politikasında yaptı. Rusya herhangi bir kışkırtma veya plansızlık  ile savaşa girmedi. Gayet bilinçli planlı olarak, kendisi için muhtemel riskleri  hesaplayarak, burası benim diyerek saldırdı.

Bu savaşta ne ABD ne Rusya için Ukrayna halkının masumca öldürülmesi, yurtlarından atılmasının bir önemi yok. Onlar için önemli olan sadece kendi çıkarlarıdır. Sözde demokrasi ve insan haklarından bahsetmeleri dünyayı aptal yerine koymaktan başka bir şey değil.

Avrupa'nın büyük ülkeleri Almanya, Fransa, İtalya gibi ülkeler, cılız tepkiden öteye gidemiyor çünkü özellikle enerjide Rusya’ya bağımlılar ve karşılarına kolay kolay alamazlar.

İşin Özü:

Rusya ve ABD arasındaki dünya hâkimiyeti yer yer soğuk, yer yer sıcak savaş olarak dünyanın farklı noktalarında kendini göstermeye devam ediyor.

Rusya aç kalma pahasına ekseri hedeflerinden, istediğini elde etmeden vazgeçmez. Ekonomik yaptırımlarda ne Avrupa, özellikle de ABD ileri gidemez çünkü Rusya çok sıkışırsa Çin ile uluslararası finansal sistemde kendi para birimleri üzerinden, dolar hâkimiyetini kırmak için alternatif oluşturulmak isterler. Bu da ABD için handikap olur. Velhasıl büyük devletler bir şekilde kazanır veya kayıplarını telafi eder. Olan her zaman küçük devletlere ve milletlerine olur. Yani filler tepişir, çimenler ezilir. Ankara ise şuan için, uzlaştırıcı ve tarafsız bir rol oynuyor. Savaşın yakın çevremizde olması sebebiyle henüz olumlu netice alamasa da uzlaştırıcı girişimleri de bulunuyor. Türkiye'nin yapması gerekende budur. Etkin tarafsızlık rolünde kalmalıdır. Milli çıkar odaklı stratejik işbirliğine odaklanmalı. Suriye savaşında yaptığı hatayı yapmamalı. Suriye de ABD gazıyla hışımla savaşın bir parçası olduk. Sancılarını hala  derinden hissediyoruz, özellikle mülteci sorunu artarak devam ediyor.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.