Penis Büyütme AmeliyatıPenis Enlargement Surgery TurkeyBurun Estetiği AnkaraLazer Epilasyon AnkaraLazer Epilasyon AnkaraKürtaj AnkaraKızlık Zarı Dikimi AnkaraLazer Epilasyon KonyaCilt Bakımı KonyaKıl Dönmesi Tedavisi AnkaraHemoroid Tedavisi AnkaraMeme Ultrasonu AnkaraRadyolog AnkaraSelülit Tedavisi KonyaGöz Kapağı Estetiği Ankaradeneme bonusu veren sitelerdeneme bonusu veren siteler
deneme bonusu veren sitelerdeneme bonusu veren sitelerdeneme bonusu
İdris Alan
Elazığ
02 Nisan, 2025, Çarşamba
  • DOLAR
    34.06
  • EURO
    37.74
  • ALTIN
    2730.4
  • BIST
    9833.22
  • BTC
    57646.840$

Evimin Güzel Köşesi, Hayatımın Eşsiz Arkadaşı

10 Mart 2025, Pazartesi 16:13

Behçet Necatigil en güçlü modern şairlerimizden. Odası dünyadan daha büyük şair o. Hayal etme gücünün ucu bucağı görünmez. Dünyayı aşan bir ruh bağışlanmıştır sanki ona.

Necatigil’in eşsiz odasının dünyaya açılan bir kapısı var sanki. İnsanın odasının eşiğinden dışarı adım atmadan mekân zaman sınırlarını yok edebilmesine imkân tanıyan bir koleksiyon…Bunlarla hayatımızdaki boşlukları, yitirdiklerimizin yerini doldurmak, içimizi ısıtmak ve aydınlanmak aydınlatmak için çok büyük bir şair ya da yazar olmaya da gerek kalmıyor aslında Necatigil gibi.

Bir kütüphane, insanlığın en bilgili, duyarlı, çalışkan kişileri ile sohbete girmenin, vakitlerden ve mekânlardan, mesafelerden aşarak onlara kavuşmanın kapısını aralar bize. Hepimiz için açıktır bu kapı; bir çocuk için mesela;mucize bir aralıktan bizi çağırır kitapların pırıltısı, harika renkte bilyeler gibi.

Kütüphane bir öğrenme ortamı değildir, bir düş görme kovuğudur. Umberto Eco şöyle diyor bakın:

“KÜTÜPHANE, ÖLÜLERİN GÖZLERİNİ CANLILARA AÇTIKLARI YERDİR.”

Kütüphanenin alanına adım attığımız anda bir ulular bezmine misafir olursunuz; bütün çağların, bütün beldelerin ölümsüzlerinin halkasına usulca diz çökersiniz. Evlerimizdeki kütüphanelerimiz hem bir sığınaktır bizlere hem de uzaklara açılacağımız, yeni duygu ve fikirlerin bir limanıdır. Bizlerin sizlerin hikâyeleridir, alınmış okunmuş ya da okunmayı bekleyen kitapların hatırası, bir bellek deposudur. İtina ile biriktirip büyütüp sakladığımız bir yuvadır.  Dünyadan, kötülerden, kötülüklerden saklandığımız yuvamızdır.

 “Mabede bayağılar giremez. Diriler nazikti, ölümsüzler titiz” diyordu Cemil Meriç. Belki de şöyle demek mi lazımdı; “bu mabede bayağılığından sıyrılarak adım atılır, o niyetle girilir”?

 Bir evin kütüphanesi ile bir kent kütüphanesi aynı ölçüde terbiye edemez bizi.  Evimizin en değerli köşesinde usul usul yaş alarak en yakınımız olmaya nişanlı bu kitaplar, belki evden eve peşimizden sürüklediğimiz emektarımız; bizim mazimizin, eski eski suretlerimizin, cahilliklerimizin, sevinçlerimizin, gözyaşlarımızın, mutluluklarımızın da sır kâtibidir.

Rafları biraz karıştırdığımızda, kapakların yıpranışında, satırların arasında, parmaklarımızın ucu ile dokunduğumuz çizgiler ve notlarda daha genç halimizle yeniden karşılaşırız.  Neleri sevmişiz öyle, neler vurmuş bizi yüreğimizden? Uç uca eklediğimiz, biri öncekinin süreği olan kitaplar, sanki aştığımız o yolu kendi peşimizde yeniden adımlarız.  Sayfalarda hangi kokuyu buluruz, o koku bizi alıp nerelere götürür bir düşünün derim. Hangi çiçeği, yaprağı hangi sayfanın arasında kurutmuşuz, hangi mevsimde okumuşuz o satırları, hangilerinin altını çizip hangi satırların yanına notlar almışız?

Bir şehirde sadece kütüphane kurulmaz. Orada devletler kurulur, dostluklar, yuvalar, şehirler kurulur. Kurulan bir kütüphane, yaratılan bir hayat halini bulur.

Kütüphanemizdeki kitaplar, bizim sahici parçalarımızın marangozudur. Okullar, sınıflar, çok uzun yıllar boyunca başka insanların ilgilerinin zindanında talim etmek içindi, kitaphane duvarsızdır, ne biter ne sonu gelir onun. Özgürdür, rafımıza yerleşecek bir sonraki eser usulca gözlerini bizde açar.

ÇOCUKLARIN EĞİTİMİ ADLI ESERİNDE MUALLİM NACİ BAKIN NE DİYOR?

Eğer mali servet ve kudretin müsaade ederse evinde evlatların için mükemmel ve muntazam bir kütüphane oluştur. Bir kütüphanede bulunması önemli olan kitapların başlıcaları lügat, tarih, coğrafya, şiir ve edebi yazılar; kadim ve halis eserler, filozoflar ve şairlerin en güzel eserlerinden seçerek onların en güzel eserleri ile diğer bazı ilim ve fenlere ait güzel eserler gibi  dini, edebi ve ahlaki  kitaplar alıp bunları bulundurmak ve  kütüphaneyi böyle güzel  kitaplarla donatmak lazımdır.”

Bir kütüphane gerçekten hayat gibidir. Her şeyden biraz biraz vardır ama bizim çeşnimizi, ruhumuzun, zihnimizin rayihasını bize veren türden kitaplar biraz daha baskındır. Yine de hepsinden olması çeşitliliktir, güzelliktir.

Şehirlerin ruhlarına soyluluk ve ölümsüzlük katmak için geniş, ince bir zevkle inşa edilmiş, zengin kütüphaneler elzemdir. Ama her kütüphanenin asıl amacı sadece odanın hacminden aşmaktır. Gazali’nin çölde kitaplarını notlarını kaptırdığı haraminin ona alayla gülüp, “Sen nasıl bir âlimsin ki ilmin kitaplarına bağlı?” demesi üzerine yaşadığı irkilişi hatırlayalım. Bazı kitapları yaşam dilimlerimizde tekrar tekrar okumak için kütüphanede kalmaları iyi olurdu tabii ama belki de daha doğurgan bir okuma her defasında bir kitabın örtüsünü bir yabancı olarak aralamaktır.

Kütüphaneler, kitaplıklar içimi sevinçle mutlulukla doldurur. Her kütüphane kitaplık benimdir desem inanır mısınız? Kütüphanesi olan her ev dünyanın hay huyundan kaçabileceğimiz bir sığınak, kurtuluş yeridir inanın. Bir dost ziyaretinde evinde geniş bir kütüphane ile karşılaşırsam ruhum kanatlanır, diz çöküp çadır kurmak isterim oraya. Çünkü her kitap sonsuzluğa açılan bir kapı, “Güzel olan her şey sonsuzluktan biz iz taşımakta.”

 

 

 

 

 

 

 

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Facebook Yorum