Esir Şehrin İnsanları 2

Geçen hafta bahsettiğim Karadayı gazetesinin asıl işlevi toplumun sadece doğru habere ulaşması değildi.

Gazete İttihat ve terakkinin Ankara hükümeti ile Anadolu bağlantısını sağlayan bir merkez olarak kullanılıyordu.

Andaoluya gidecek mühimmatla birlikte sarayın gizli bilgileri ve gizli evrak ile haberler burdan Ankara'ya gönderiliyordu.

Gazetenin asıl amacı İhsan beyin hanımı Nedime hanım ile arkadaşı Ahmet tarafından Kamil beye birgün tüm yönleriyle anlatılmıştı.

Artık kamil beyde muhalif ve tehlikeli yaşama girmenin zorunluluk ve sorumluluğunu içinde hissederek Anadolunun esaretten kurtuluşu için verilmesi gereken mücadeleye pısırık ve sessiz kalarak seyirci olamayacağını ve harekete geçip eylem zamanının geldiğine karar vermişti.

İlk eylem olarak Anadolu'ya gizli olarak gönderilecek mühimmat dolu Fransız Ararat gemisinin ödemesini ayarlamak için bürokratik yönünü ve diplomatik dilini kullanarak aracılık etmek için görüşmeye bizzat kendisi gitmiş ve işi ayarlamıştı.

Herkesin takip edildiği yerde gazeteyi yeni yönetmeye başlayan Kamil beyin takip edilmemesi elbette mümkün olamazdı.

İkinci eyleminde gizli evrakların içinde olduğu kuru üzüm kasasını Ramiz beye teslim ederken enselenip tutuklanır.

Artık cezaevi günleri başlamıştır.

Tek kişilik koğuşta sıcak yatağından,eşi Nermin ile kızı Ayşe'den uzak hayatın soğuk ve acımasız yüzünü koğuşun soğuk duvarları arasında ilk kez hissetmişti.

İçerideki yalnızlık hali içsel sorgulamalar yapmasına kapı aralamıştı.

Ne kadar cesur olduğunu işkence ve sorgulama için ne kadar dayanıklı olacağını veya hamile Nedime hanımla arkadaşlarını satmamak için ne kadar iyi yalan söyleyeceğini burda anlayacaktı.

Sorgulama yapan savcı suçu kabul etmesi için baskı ve taktiklerle konuşturmaya çalışıyordu.

Kamil bey ilk kez bir tehdit ve baskı ile hatta işkence ile yüzyüze gelmişti.

Üzerine atılan suçlamaları tereddütsüz reddetti.Yalan konuşmayan dürüst olarak yetiştirilmiş paşa oğlu hem kendisini hemde içerde işkenceden geçip herşeyi itiraf eden arkadaşı Ahmet ile Nedime hanımı kurtarmak için savcı ve padişahın yaverlerini ikna edecek çok zeki bir yalanı çok iyi bir senaryo içinde kafasında tasarlayıp savunmak zorunda olduğunun farkına varmıştı.

Yalanın insan aklında birden ortaya çıktığını ve insan için çok faydalı bir korunma gücü olduğunu farketmişti.

Çünkü davası ve dostlarının hayatı için iyi yalan söylemekten başka yol yoktur.

Kafasında planladığı ama kalbinde inanmadığı şeyleri savunurken içeride yalnız kaldığı anlarda içsel hesaplaşmalar içinde kendisi ile gerçek Kamil arasındaki farkları da anlamaya başlamıştır.

Ahmet işkenceye dayanamayıp ötünce konuşmasının bedelini devlete ödetmeyip vicdanındaki fayın kırılması nedeniyle koğuşta kendini asarak öder.

Geriye yaşlı ve Hamile Nedime hanım kalmıştır ki işin en önemli ayağı olan bu kadını mutlaka koruması gerektiğine inanır.

Çünkü Kamil bey için Nedime demek Anadolu demektir.

Nedime demek kurtuluş savaşı demektir.

Kamil bey paşadan gelen Roma elçiliğine atanma teklifine rağmen Nedime hanımı satmaz ve onun suçsuz olduğunu savunur.

Kamil bey açlığı,yalnızlığı,sırıkorumayı, davası için ilkeli olmayı ve fedakarlığı hep içerde öğrenmiştir.

İlk mahkemede yedi yıla mahkum olur.

Kitap aslında Kemal Tahirin kendi yaşadığı yıllarda çıkan Karagöz gazetesi için yazdığı yazılar nedeniyle 10 yıl hapis yatmasına sebep olan düşünce suçunu eleştirmek için yazılmış bir romandır.

Kitap bana insanın inandığı düşüncesi veya davası için ilkeli ve samimi olması gerektiğini öğretti.

Kitap bana düzenin bozulup kaosun hakim olduğu hükümet zamanlarında alçaklık ve insanın bozuluşunun kaçınılmaz olduğunu öğretti.

"Alçaklık ve ihanet kanalizasyon içinde akan pis su gibi insanların bacaklarından sokağa akıyordu."

Kitap bana toplumun Adalet duygusunun mutlaka korunması gereken en önemli ilke olduğunu öğretti.

Bunun için Hz Ömerin Adalet hikayelerini anlatan cami imamını eleştiren Dülger Ahmet efendinin söylediği sözünü kitapta şöyle dile getirir yazar;

"Neden padişahın elinde sonsuz güç olmasına rağmen Ömer'in Adaletini gerçekleştirmiyor?"

İmamı"bize ömerin hikayeleri lazım beyim" diye konuşturarak toplumun işin edebiyatına baktığını ironik bir dille

bize sunuyor.

Kitapta altı çizilmesi gereken çok cümle olduğu için buraya almam imkansızdı.

Kemal Tahirin en önemli özelliği olan eleştirel dili bize şunu öğretir

Toplum yanılsamalar ve tezatlar üreterek sağlıklı bir şekilde gelişemez.

Sevgi ve bilgi ile kalın.