Er – Rezzak  Hürmetine

        Çağımızın önemli sorunlarından biri olan israf dinimizce de hoş karşılanmayan bir durumdur. Bir malı nerede ve nasıl kazandığımızdan sorumlu olduğumuz gibi nerede ve nasıl harcadığımızdan da sorumluyuz. Allahü Teala Araf Suresi’nde “Yiyin, için, fakat israf etmeyin! Allahü Teâlâ israf edenleri elbette sevmez.”  diye buyuruyor. Yine Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed (S.A.V.) “İktisat eden zenginleşir, israf eden fakirleşir” diye buyurmuşlardır.

        Tamamen tüketim toplumu haline geldiğimiz bugünlerde ne çok israf yaptığımızı bir düşünelim. Mağazalardan sırf indirimde diye lazım olsun olmasın aldığımız şeyler… Ya da kredi kartına taksit yapılıyor diye gerekli gereksiz sepetimize eklediklerimiz. Gardıroplarımıza bakalım, kiminin çok sade ancak kimisininki çok abartılı. Üstüne giyecek ikinci bir elbisesi olmayan insanların torunları şimdilerde bir giydiğini bir daha giymiyor neredeyse. Birileri soğukta ince bir gömlekle dolaşmak zorunda iken birileri de var olan onlarca kıyafetini beğenmeyip yenilerini alarak israf yapıyor.

         Ülkemizde yılda beş milyon ekmek israf ediliyor. Ne acı değil mi? Bazı aileler sadece çöpten topladıkları ekmeklerle yaşama tutunmaya çalışıyor. Açlıktan ne halde olduğunu gördüğümüz insanlar varken biz evlerimizde ekmekleri küflendiriyoruz. Bunlar ya ekmek kutularına atılıyor ya da hayvanlara veriliyor. Buna bir çözüm bulmak lazım. Aslında küçük çaplı bazı adımlar var. Mesela Bursa’da bir fırın 1 kilogram olarak ürettiği ekmekleri dilimle satıyormuş. İsrafın önlenebilmesi için güzel bir yöntem geliştirmişler.

       Yaşamın devamı için gerekli olan en önemli şeylerden biri de su. Su da benzer şekilde israf edilenler listesinde ön sıralarda yer alıyor. Temizlikte, banyoda, mutfakta, tarımda veya diğer alanlarda suyu nasıl acımasızca israf ediyoruz.

        İsrafın da modern şekilleri var. Her sabah aynı saatte evden çıkan ve aynı güzergâhı kullanan eşler ve çocuklar ayrı ayrı arabaları ile gidecekleri yere gidiyor. Neredeyse bazı evlerde herkesin bir aracı var ve her biri ayrı ayrı arabalarla evden çıkıyorlar. Tabi bunun örneği az bile olsa enerjide dışa bağımlı bir ülkenin vatandaşlarının bu konuda daha duyarlı olmaları lazım. “Para benim, istediğim gibi harcarım” demek olmaz.

          Elektrik, doğalgaz ve diğer enerji kaynaklarını da bilinçsizce kullanıyoruz. Küçücük odalarımızı sadece şık görünsün diye büyük lambalarla aydınlatıyoruz. Kışın ev çok sıcak olduğunda ısı derecesini düşürmek yerine pencereleri açıyoruz.

        İsraf sadece yeme, içme, giyinme gibi konularda yapılmaz. Sağlıkta, zamanda da israf yapılabilir. İsraf aslında sahip olduklarımızın kıymetini bilmediğimizden yapılıyor. Allah’ın bize nasip ettiği bu kadar nimeti kısa bir süre kaybedecek olsak bunları kullanmada daha dikkatli oluruz. Zamanı da israf etmemek gerekir. Şu söz aslında bunu özetliyor:

 “Bir senenin değerini anlamak için sınıfta kalmış bir öğrenciye,
Bir ayın değerini anlamak için, 8 aylık bir bebek doğuran anneye,
Bir haftanın değerini anlamak için, haftalık dergi çıkaran bir çilekeşe,
Bir saatin değerini anlamak için, kavuşmayı bekleyen sevgililere sor,
Bir dakikanın değerini anlamak için, trenini kaçıran yolcuya sor.”

İktisatlı olmak mutlu bir yaşantı için çok önemlidir. Bu nedenle evimizde ve iş yerimizde yeme, içme, enerji kullanımında daha tutumlu olmalıyız ki gelecek nesle daha yaşanabilir bir dünya bırakalım.

Selam ve dua ile…