EGONUZ SİZİ BİTİRİR..

Siyasette makamlar gelip geçidir. Kalıcı olan bıraktığınız eserlerdir.

Görevde kaldığınız süre içinde geride kalan intiba, görevden sonra toplum arasındaki yerinizi belirler.

Oturduğunuz koltuklarda  Nefs-i emmare denilen o beddah boş durmaz.

Egolar öne çıkar.

Sizi toplumdan, çalışma arkadaşlarınızdan uzaklaştırır.

Önce güç zehirlenmesi başlar.

Etrafınızdaki çıkarcı takım  sizi dev aynasına götürürler.

Sizlerde menfaatleriniz doğrusunda onların dudaklarına bal sürer geçinip gidersiniz.

Size Olduğunuzdan çok büyük elbiseler giydirirler.

Duymak istediklerinizi söylerler.

Yavaş yavaş sizi değiştirirler. Lakin size dost olmazlar.

Önce yola çıktıklarınızı birer birer unutursunuz.

Sonra sinsi planlar  yapmaya başlarsınız.

Sadece ben demeye başlarsınız.

Sizi oraya getirenleri harcarsınız. Kimsenin ön planda olmasını istemezsiniz çünkü emek verenler size göre harcanması gereken insanlardır.

Yıllar çabuk geçer ve etrafınızda gerçek dostunuz kalmaz.

Siz çıkarcı kalabalığı dost sanırsınız.

“KRAL ÇIPLAKTIR” aslında.

Ama bunu anlamak için kaybetmek gerekir. Nasıl mı etrafınıza bakarak.

Güç zehirlenmesi denen hastalık gerçekleri görmenize engel olur.

Önemli olan makamdan güç almak değildir.

Makama güç vermektir.

Bir makamın şerefi, o makamda oturan kişiden gelir." görevden, makamdan şeref alınmaz, bilakis göreve ve makama saygınlık kazandırılır, ki makamın şerefi; mekânı tutandan gelir.

Alçak gönüllü olmak zor değildir.

Gönüllerde taht kurmak da zor değildir.

Ama nefis izin verirse.

Herkesi yenersiniz, fakat nefsinizi yenemezsiniz.

Özür dilemeyi erdem saymazsınız.

Halka inmeyi beceremezsiniz. Çünkü kalıbınıza sığmadığınızı halk görür.

Kırdığınız kalpleri, yıktığınız gönülleri tamir etmezsiniz.

Çünkü,Egolarınız izin  vermez.

Mesele Milletin ayakları altında olmaktır. Başının üstünde olmak değil.

Aslında her şey geçicidir.

Ahde- vefa zor iştir.

İç dünyasında bocalayanlar güç zehirlenmesinden kurtulmak için çaba sarfderler.

Genelde yenik düşerler.

Neden?

Nefis kolay olana yönelir de ondan.

Dev aynası tatlı rüyalar gösterir.

Acı ilacı içmek yerine, büyülü ortam tercih edilir.

Gün gelir rüyadan uyanılır.

Gerçeğe dönme zamanı gelir.

Yükseklere tırmanırken kırdığınız dallar, inerken size lazım olur.

İnecek dal bırakmadığınızdan yanınızda ki şak şakcılar  Atla tutayım” Der size..

Ve Atlarsınız..

Yolda bulduklarınız kenara çekilir ve sizi tutmaz.

Peki ne olur?

Yere çakılırsınız..!