EĞİTİME DAİR

Besmele olsun ilk sözümüz ve de Elif manası içinde saklıdır. Değerli okurlarımız bugün sizlerle buluşmanın heyecanı içindeyim. Bana bu imkanı veren kıymetli basın kuruluşumuz Günebakış Gazetesi'ne teşekkür ediyorum.  Madem naçizane bir eğitimci, bir öğretmen olarak aranızda bulunuyorum, o zaman ilk yazımız da eğitimin önemi hakkında olmalıdır diye düşünüyorum.

Başöğretmenimizin'de dediği gibi;

''Eğitimdir ki, bir milleti ya özgür, şanlı, yüksek bir topluluk halinde yaşatır. Ya da esaret ve sefalete terk eder.'' Aslında sadece bu sözün içeriğini açıklamaya çalışmak dahi bütün konunun muhtevasını kapsar. Düşünün esaretten, zirveye çıkarabilecek yegane cevher eğitimdir. Eğitim bir toplumun yol haritası, önünü aydınlatan meşalesidir. Bu meşale sadece bugün önümüzü aydınlatmak ile kalmaz aynı zamanda geleceğimize yön ve şekil verir. Dolayısıyla bu ışık ne kadar kuvvetli olursa toplum her alanda yüksek, müreffeh bir seviyeye ulaşır. İşte Gazi Mustafa Kemal bir asır öncesinde bu gerçeği görmüş ve eğitimin önemini bizlere bu güzel vecizesi ile dile getirmiştir. Kendisi yalnız söz ile değil icraat ile de eğitimin önemini bizlere göstermiştir.  Kurtuluş Savaşı'nı anımsayalım. Düşünün çetin bir savaşın ortasında (Kütahya-Eskişehir Savaşları) Ankara'dan top sesleri duyuluyor. Gazi Paşa bu hengamede dahi Eğitim (Maarif)Kongresini ertelemeyip, kadın ve erkek öğretmenlerin katılımı ile o dönemin eğitim sisteminin temellerin atıyor. Yol haritasını çiziyor.

Kongreyi ertelemeyi teklif edenlere "Cehaletle savaş, düşmanla savaşmaktan daha az önemli değildir. " diyerek eğitimin ne kadar önemli olduğunu bizlere bir kez daha gösteriyor. Büyük liderler ya da devletler bugün gelecek belki de  100 yılını planlarken bunun ancak sağlam, güçlü, milli, vizyonu olan, çağa ayak uyduran, modern, kaliteli bir eğitim ile olabileceğinin farkındalar.  Cumhuriyetimizin kurucusu böyle bir irade ortaya koyuyorken bizler devletin en zirvesinden toplumun her kesimine kadar eğitime gereken önemi göstermeliyiz. Eğitim bir milletin dünü, bugünü ve yarınlarının nasıl olduğunun veya olacağının termometresidir. Bugün bağımsız toplumlar bilim, sanat,teknoloji, ekonomi, kültür,sağlık, mimari vb. her alandaki ilerlemeyi eğitime verdikleri önem ile eşdeğer oranda  başarmışlardır.Tabii burada eğitimden kasıt sadece ders kitaplarından ibaret olmamalı.Eğitimin ilk ve öncelikli  amacı iyi bir insan yetiştirmek olmalıdır. Bugün toplumumuzda  maalesef çok can sıkıcı olaylar yaşıyoruz. İnanın hangi soruna yaklaşıp detaylı  incelersek; sorunların kaynağının ilk eğitimin alındığı, alınması gerektiği aileden başlayıp okul sıralarına uzandığını görürüz. En nihayetinde hepsi eğitim sisteminin bir yerlerde yanlış yaptığı veya yapamadıkları yüzünden cereyan ediyor. Elbette tek başına eğitim her şeyi çözemez. Her durumdan tek sorumlu olamaz. Ama güçlü temelleri olan, erdemi, ahlakı ve değerleri ön planda tutan bir eğitim öğretim sisteminde bu tarz menfi durumlar minimuma inecektir. Örneğin sadece birkaç konu başlığına bakalım. Bir toplumda yolsuzluk varsa bu eğitim sisteminde sıkıntılar olduğunu göstermez mi? Her gün medyadan kadına şiddet, çocuklara, hayvanlara şiddet haberleri görüyorsak burda eğittiğimiz insanlara dönüp bakmamız, nerede hata yaptığımızı sorgulamamız gerekmez mi?

Ticarete hile katan esnaflara sık rastlar olduysak bir daha düşünmemiz gerekmez mi?

Velhasıl bugün bireysel mutluluğumuz ve başarımız, toplumsal mutluluk ve başarılarımız Eğitim öğretim sisteminin kalitesine, insana verdiği öneme bağlıdır.