EĞİTİMDEN TASARRUF OLMAZ !

Madem bizi hür, şanlı, yüksek, medeni bir topluluk haline getirecek olan ancak ve yalnız eğitimdir; yarınlarımız madem eğitim ile şekillenecek, o halde eğitimden tasarruf olmaz, olamaz olmamalı.

ÜCRETLİ  VE ATAMA BEKLEYEN ÖĞRETMEN  SAYISI İNANILMAZ ARTIYOR !

Türk Eğitim Sendikası  okullarımızdaki  ücretli öğretmen sayısını bulmak için  81 il valiliğinden bilgi istedi. Buna göre; ülkemizde 2021-2022 eğitim öğretim yılında, 85.513 ücretli öğretmen görev yapıyor. Sayıya bakar mısınız? Geleceğimizi bu kadar öğretmen açığı ile nasıl eksiksiz inşa edebiliriz ki? Maalesef sonuçlar pek iç açıcı değil. Ülkemizde çok ciddi sayıda ücretli öğretmen bulunuyor. Diğer yandan atama bekleyen öğretmen sayısı korkunç derecede artmış. Resmi verilere göre 500 bin, STK'lara göre  bu sayı 700 bin iken, okullarımızda nasıl bu kadar açık olabiliyor. Bu umursamaz bakış açısı ve  planlaması ile, bu eğitim misyonu ve vizyonu ile başarılı olmamız mümkün değil. İhtiyacımız kadar eğitip, ihtiyacımız kadar almalıyız. Her yerde lise açar gibi üniversite açılırsa ve daha da beteri taban puanlar kaldırılırsa elbette böyle olur. Tabii ki sayılar inanılmaz yükselir. Maalesef gençlerin yılları  üniversite sıralarında plansız bir şekilde  heba ediliyor. Sonrasında büyük beklentilerle mezun olan pırıl pırıl gençlerimiz yıllarca umutla bekliyor. Umduğunu bulamayan gençlerimiz savruluyor. Hatta bazı  gençlerimiz maalesef intihara dahi kalkışıyor. Gençlerimizin umutlarını öldürmemeliyiz. Öncelikle ihtiyaç fazlası bölümler kapatılıp eldeki sayıyı eritilmeliyiz. İşsizler ordusu yaratmaktan öteye geçemiyoruz bu şekilde. Eğitim sistemimizde tüm açık normları doldurup, ücretli konusunu gündemimizden çıkarabiliriz. Ücretli öğretmenlerimizin sadece girdikleri ders saati kadar ek ders aldıklarını, aylık maaşlarının asgari ücrete dahi denk gelmediğini düşündüğümüzde, bakış açısının bütçe odaklı olduğunu görüyoruz. Bu son derece yanlış. Eğitimin tasarrufu olmaz. Esasında öğretmenin ücretlisi, sözleşmelisi, kadrolusu olmaz. Öğretmen öğretmendir. Başarılarına göre yükselmeleri, terfi almaları ayrı usullerle yapılabilir tabi ki.

ÖĞRETMEN OLMAYAN ÖĞRETİCİLER

Yine aynı araştırmada çok ilginç başka bilgilerden bir tanesi de; öğretmen yeterliliği olmayan, pedagojik formasyon almamış yani kısacası öğretmen olmayan öğretmeneler konusu. Buna göre ücretli öğretmenlerin sadece 34 bin 445'i eğitim fakültesi mezunu. 42 bin lisans, 9 bin'i önlisans mezunu. Eğitime verilen önem bu kadarsa bugünkü yerimizden memnun dahi olabiliriz. Çünkü bu anlayışla başarı beklemek abesle iştigal etmektir. Daha öğretmen olmayanların öğretmen olamayacağını, öğretmenlik yapamayacağını aşamamışız. Biz ücretli öğretmenlik kalksın, yeterli atama yapılsın diye beklerken ücretli öğretmenlerin de öğretmen olmadıklarını görüyoruz bu geleceğimizi hiçe saymaktır. Öğretmenlik yapmak bu kadar kolay, önemsiz mi ki önüne gelen öğretmen olarak; İşkur personeli gibi geçici görevlendiriliyor. Bu bakış açısı bizi bir adım ileriye taşımaz.

ATANMA SAYISI

Her yıl yüz binlerce öğretmen adayı dört gözle ekran başında bu yıl acaba ne kadar atama yapılacak diye bekliyor. Az mı olacak? Çok mu olacak? Branş bazında ne kadar olacak?  Öncelikle toplam açık sayısı açıklanmalı, sonra branş bazında açık sayısına göre peyderpey kısa sürede atamalar yapılmalı. açık sayısı belli, branş bazında eksikler belli madem; o halde açık sayısı kadar alım yapılmalı. Eğitime yaptığımız yatırım, ayıracağımız kaynak doğrudan geleceğimize attığımız temelidir. Doğrudan geleceğimizin inşasıdır. Eğitime harcanan her kuruş 1'e 100 olarak bize geri dönecektir. Bu bağlamda öğretmen ataması yaparsak maliyetli olur, hazineye ek yük biner gibi düşünülmemeli. Eğitim bir ülkenin en önemli meselesidir. Eğitimde tasarruf olmaz. Tasarruf ve maliyet illa düşünülecekse; sadece makam araçlarında düşünülse bile sanırım bütçemize ciddi girdi  sağlar.