Elazığ
29 Nisan, 2024, Pazartesi
  • DOLAR
    32.38
  • EURO
    34.79
  • ALTIN
    2439.4
  • BIST
    10082.77
  • BTC
    63074.87$

EĞİTİM ŞURASI ÜZERİNE

09 Aralık 2022, Cuma 14:22
EĞİTİM ŞURASI ÜZERİNE

Geçtiğimiz haftalarda 7 yıl aradan sonra Mili Eğitim Şûrası  yapıldı. Bu Şûra, Milli Eğitim Bakanlığı'nın en yüksek danışma kuruludur. Çeşitli kesimlerin geniş katılımı ile toplanır. Önemli tavsiye niteliğinde kararlar alabilir. Nitekim toplantıda önemli kararlar da alındı.

Aslında buraya kadar iyi hoş, gelin görün ki bizim sorunumuzda tam bundan sonra başlıyor. Şöyle ki biz karar almasına alıyoruz hatta çok güzel ve önemli, uygulayabildiğimiz takdirde bizi alt sıralardan üst sıralara taşıyacak kararlar alıyoruz.

Ne yazık ki uygulayamıyoruz. Önemli olan sadece karar almak değil o kararları disiplinle, her kurum ve kademede samimiyetle ve sonuna kadar uygulayabilmek. Yoksa mesele sadece karar almak olsaydı biz muhtemelen eğitimde şu anda bulunduğumuz seviyeden çok daha ilerde olurduk. Karar almaktan yana ülkemizde hiçbir sorun yok her gün farklı alanlarda özellikle de eğitim alanında bir sürü karar alınıyor. Yapboz tahtasına dönen eğitim sistemimizle ilgili neredeyse her yıl birbirine benzemeyen, hatta birbirinin tam tersi kararlar alınıyor. Öte yandan sanki o kararları başkası almış gibi hep eskisinin aslında ne kadar hatalı, yanlış alınmış kararlar olduğu dile getirilerek bu defa tabiri caizse turnanın gözünden vurulacağı söyleniyor. Medyada boy boy haberlerle ne kadar büyük, hatta devrim niteliğinde kararlar alındığı büyük bir coşkuyla ifade ediliyor. Yapılan yanlışların artık ortadan kalkacağı, yepyeni bir sistemle eski, kötü, başarısız, sorunlu sistemin yerini artık modern, çağdaş, milli, üst düzey sisteme bırakacağı söyleniyor. Aslına bakarsanız devrim niteliğinde kararlar olarak ifade edilen değişiklikler bir öncekinden çok da farklı olmayan, kısır bir döngünün içinden çıkan ezberci, geleneksel ve bir öncekinden en büyük farkı isim değişikliği olan adına sistem denilen sistemsizlikler silsilesi. Varsayalım ki yeni kararlar gerçekten çok güzel o zaman neden sürekli değişiyor. Neden yıllarca hep yanlış kararlar almışız. Şimdiye kadar neden hep yanlış yapmışız. Eğitim sistemimizin en büyük sorunu aslında sağlam temelli bir sistemin olmayışıdır. Peki tek sorun bu mu? Elbette hayır diğer önemli bir sorunumuz zihniyetimiz. Diyelim ki en güzel sistemi, yüzlerce kez değiştirdikten sonra, bu defa gerçekten bulduk. Gerçekten bazen uygulayabildiğimiz takdirde olumlu neticeler alacağımız kararlar alınıyor. O zaman neden bir sistemi ya da düzeni uzun yıllar sürdüremiyoruz.

* İşte burada bambaşka bir sorun çıkıyor karşımıza. Uygulayıcıların, zihniyeti, alışkanlıkları, değişime gerçek anlamda kapalı  oluşları. Maalesef en büyük toplumsal eksikliklerimizden bir tanesi herhangi bir kuralı uygulamaktan çok önce o kuralı delecek, çiğneyecek yada etkisiz kılacak yollar arayışımızdır. Eğer bunu yapamıyorsak bu defa kağıt üstünde yapmış gibi gösterip yani "mış gibi "göstermemiz. Sistem ne olursa olsun kendilerini geliştirmedikleri için hep ezbere bildiğini okuyan uygulayıcılar ve muhatap kitlemizin duyarsızlığı. Kim bunlar peki? En başta karar alıcılar. Sonra tüm kademelerde uygulayıcılar. Yoksa sorun sistemde değil de bizde mi? Evet ya gerçekten sorun sadece sistemsel değilse ve  biz uygulayıcılarda bir problem varsa... Mesela  zihniyetimizde bir problem varsa? Geliştirilen hiçbir sistemi maalesef bizler yöneticiler ve yönetilenler olanlar inanarak, samimiyetle ve sabırla uygulamıyoruz. Önce bir gazla başlayıp sonra bildiğimizi okuyoruz.  Kağıt üzerinde kanunun adı, şekli, içeriği vs değişse; hatta bütün sistem baştan aşağı değişse de bizler aynı biz ve aynı alışkanlıklarımızla devam diyoruz. Kanunun muhatapları olan her birimiz bildiğimizi okuyoruz yani zihnimizi, kendimizi geliştirmek, bakış açımızı değiştirmek yerine her başarısızlıkta dönüp tekrar sistemi değiştiriyoruz. Bu durum ise bizi kısır bir döngüye itiyor. Nihayetinde başarılı olamıyoruz.

* Burada şunu da belirtmek isterim ki; bizim çözülemeyecek problemimiz yok. Her şeyden önce Gazi M. Kemal'in "Bütün ümidim gençliktedir. " diyerek işaret ettiği gibi çok ciddi bir genç nüfusumuz var. Her fırsatta işini en iyi şekilde yapmaya çalışan yetişmiş insanlarımız var. En önemlisi ümidimiz, umudumuz, heyecanımız var. Yeter ki imkan verilsin bu güzel ülkenin tekrar tarih sahnesine çıkacağı günlere inancımız var.

*İmkan verilirse yeni Bismillahlarla yola revan olacak, ve şairin dediği gibi yeniden cemre gibi toprağa düşecek öğretmenlerimiz var. Ne diyordu üstat;

Yeniden cemre gibi düşmek toprağa

Yeniden haram etmek gece gündüz uykuyu...

Yunus Emre gibi atsız pusatsız

Yeniden fethetmek Anadolu’yu...

* * Bu arada son günlerde gündemi meşgul eden mülakat sorunu çözülmelidir. Yıllarca girdikleri tüm sınavlardan hakkıyla geçip, KPSS'den atama puanı alanların niteliği 15 dakikada ölçülemez, ölçülmemeli.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.