Bir Tuhaf İslam Anlayışı!
17 Nisan 2025, Perşembe 13:30Her şey o kadar farklı bir hal aldı ki…
Son yıllarda çok farklı, ilginç bir islam anlayışı vuku buldu. Herkesin nerdeyse kabullendiği, normalleştirdiği tuhaf bir din anlayışı ve kendine ait ritüellerle beslenip serpilen bir alışkanlık haline geldi bu.
İftarlar açılıyor kocaman lüks masalarda hem de şamdanlarla. Böyle iftar açınca daha mı yaklaşıyoruz Allah’a, tıka basa yediğimiz zaman uzaklaştığımızı hissedemiyor muyuz O’ndan? Her iftar sofrası maneviyattan ziyade gösteriş mekânı olmuş, bir orduya yetecek çeşitlilik ve fazlalıkla gerçekten iftar mı yapıyoruz?
Erkek çocuklarının geleneğini gerçekleştiriyor ve bir sünneti yerine getiriyoruz değil mi? Oysa bu sünneti ifa ettik diye kadınlı erkekli kol kola göbek atıyoruz. Düğünlerimizde gösterişin zirvesine varıp asıl amacımızı unutuyoruz. Düşünün; ya bir davetiye de Peygamber Efendimize verilmiş olsa ve O da davetliler arasında olmuş olsaydı… Ne utanç her birimize değil mi?
Saçımız görünmesin diye itinalı davranırız fakat düğünlerde başka adamların önünde gerdan kırarız. Sonra hayırlı cumalar mesajları ile telafi ederiz. Vah halimize bizim!
İki semazen döndü mü İslami düğün, yapılan israf gözler önüne serilince nefsimiz patroniçe…
Bir tarafta Müslümanlar aç, ellerinde yemek dolduracakları kaplar ile sıraya girmek için savaş veriyorlar, içinde oldukları savaş yetmezmiş gibi. Diğer tarafta sayısızca obezite ameliyatları yapılıyor, Google’da en çok aranan başlıklardan biri zayıflama metotları… Biz Müslümanlar Nutella kaşıklarken, bilmem ne marka cips yiyip, kola içerken Yemen’i bombalayan Araplara lanet ediyoruz değil mi? Altı oğlunun birden cenaze namazını kılan babayı görüp, ertesi gün harcamalarımıza aynı ürünlerden devam ediyoruz değil mi?
Ah benim değerli Müslüman kardeşim! Bayram namazını kılınca kendini ne kadar da iyi hissettin değil mi? Hâlbuki maaşlı imamların arkasında namaz kılmam bahanesi ile farz olan cumaya gitmeyip, vacip olan bayram namazı ile kendi nefsini sakinleştirdin. Beş vakit ne olacak sorusunu Kur’an bize yeter diyerek aklına getirmedin.
Seccadelerimiz ipeklerden, tesbihlerimiz kehribar belki de… Hem de binlerce liradan… Oysa bir fakiri on gece doyurmak ne zulüm gelir bizlere!
Bak ney ne de güzel çalıyor “ararım ararım seni her yerde”. Ney ile çalınca aranan ALLAH, klarnet ile çalınırsa günahkâr oluyoruz, aranan bir anda suni bir sevgili oluyor bu sahte hayattan.
Domuz eti yemeyi çok büyük günah sayıp, her gün gıybet edip etini yediğimiz insanın vebalini alıp, helal sanıyoruz.
Evladına süt banyosu yaptıran anneler, köpeğine süt alıp markasını beğenmeyen sözüm ona elitler, milyonlarca liralık mevlitler, umreye gidiş partileri delice, bir de dönüşte ayrı düzenlemeler, üstelik bunu yapan örtülü bayanlar… Hepsi gösteriş hepsi ben demek için, sadece ben.
Bu aşinalık bu tanıdıklık eskiden geliyor olabilir. Zira kulak memesini çekip tahtaya duvara vuran, nazar boncuğunun koruduğuna inanan, ölünün üzerine bıçak koyan, dallara bez bağlayan, yeni doğum yapmış kadına kırmızı kurdele takan, doğunca ölünce kırk sayısını kutsal gören, kurşun döken döktüren, buğdayı kutsal kabul eden, kısacası İslam adına şaman kültürünü, başka başka kültürleri devam ettiren kişilerin çocukları bunlar işte…
Kimin ne istediği ne istediğini bilmediği, neye inandığı hatta neye inandığını bilmediği karmakarışık bir gidişatın sürüklemenin içinde gibiyiz.
Oysa Yüce Allah, Hadid Suresi 17. ayette buyuruyorlar;
“Bilin ki gerçekten Allah, ölümünden sonra yeryüzüne hayat verir. Şüphesiz Biz, umulur ki aklınızı kullanırsınız diye size ayetleri açıkladık.”
Tüm konuları tek kitapta toplayıp, arayıp da bulamadığımız bir meselenin olmadığı eşsiz eser varken bu alışkanlıkların adı din olmamalı.
İşte bu yapılanlar yaşananlarancak işime öyle geliyor, nefsimin böylehoşuna gidiyordini olabilir.Onun yeri ayrı bunun yeri ayrıdini olabilir.
Ama İslam değil!
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.
Facebook Yorum