Avukat Duygu Uysal Bakış Haber’e özel açıklamalarda bulundu. 6284 sayılı kanunun sadece kadınları korumadığını anlatan Uysal, “6284 sayılı Kanun, sadece kadınlara değil, aile içi şiddete maruz kalan herkese uygulanabilir. Yani, kadınların yanı sıra erkekler ve tüm aile bireyleri de bu kanunun korumasından faydalanabilir.” Dedi.
HABER: Pınar Gürler Yurt
Bakış Haber olarak Avukat Duygu Uysal ile bir röportaj gerçekleştirdik. Gerçekleştirdiğimiz röportajda Koruma tedbirleri ile ilgili uygulamalardan bahseden Uysal, “Şiddet mağdurları, kolluk kuvvetleri veya aile mahkemelerine başvuruda bulunarak koruma talep edebilirler. Mahkemeler, başvuruyu aldıktan sonra 24 saat içinde karar verirler. Eğer durum acilse, polis veya jandarma derhal müdahale ederek, koruma tedbirlerini uygular. Mahkeme tarafından verilen koruma kararları, genellikle failin mağdura yaklaşmaması, telefonla iletişime geçmemesi gibi tedbirleri içerir. Ayrıca, şiddet mağdurunun geçici olarak barınma ihtiyacı varsa, devlet barınma ve geçici maddi destek sağlar.” dedi
“8 MART, KADINLARIN GÜCÜNÜ VE DİRENCİNİ KUTLAMAK İÇİN BİR FIRSAT”
8 Mart Dünya Kadınlar gününden ve kadınların önemi hakkında konuşan Avukat Duygu Uysal, “8 Mart, kadınların sosyal, ekonomik, kültürel ve politik alanlarda elde ettikleri başarıları kutlamakla birlikte, aynı zamanda toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadına yönelik şiddet gibi önemli sorunlara dikkat çekmek için bir fırsattır. Bugün, kadınların hakları için mücadele edenlerin seslerinin duyulması ve kadın hakları konusundaki farkındalığın artırılması açısından büyük önem taşır. 8 Mart, kadınların gücünü ve direncini kutlamak için bir fırsat olmalı. Bizlerin her gün kadının eşitlik, özgürlük ve haklar için mücadele ettiği bir dünyayı yaratma sorumluluğumuz var. Kadınlar, toplumu değiştirebilecek güçtedir ve bu gücü her zaman desteklemeliyiz. Bu vesileyle, tüm kadınların 8 Mart'ını kutluyor ve hakları için verdikleri mücadelede yanlarında olduğumuzu bir kez daha belirtiyorum. Kadına yönelik şiddet, sadece bir suç değil, toplumun vicdanını sızlatan, her birimizi derinden etkileyen bir insan hakları ihlalidir. Şiddet, sadece fiziksel bir saldırı değil, ruhsal, ekonomik ve psikolojik anlamda da kadınları hedef almaktadır. Şiddetle mücadelede tüm toplumun bir araya gelmesi ve güçlü bir bilinçle hareket etmesi gerekmektedir. Bu sorunu aşabilmek için, şiddetin her türlüsüne karşı tavır alarak şiddete uğrayan bireylerin haklarını savunmak çok önemlidir. Eğitim, yasal düzenlemeler ve toplumda farkındalık yaratma çalışmaları bu engellerin aşılmasında önemli araçlardır. 6284 sayılı Kanun, kadınların korunması ve şiddetle mücadele açısından çok önemli bir adımdır. Ancak kanunun etkili olabilmesi için, yalnızca yasaların var olması yetmez. Ayrıca, kanunun her birey tarafından bilinir hale gelmesi, kadınların kendilerini koruyabilmesi için oldukça önemlidir. Burada özellikle eğitim ve bilinçlendirme çalışmaları büyük bir rol oynamaktadır. Şiddet mağdurları, yasal haklarını bilmeli ve kolayca başvurabileceği destek mekanizmalarına ulaşabilmelidir. Bu tür önlemler, mağdurların sadece hukuki değil, duygusal ve fiziksel iyileşme süreçlerini de destekler. Bununla birlikte, kamuoyunun kanun ve şiddetle mücadele politikaları hakkında daha fazla bilgi sahibi olması için medyanın ve sivil toplum kuruluşlarının rolü çok önemlidir. Şiddetle mücadele, sadece kurumlar ve yasalarla olmaz, her bir bireyin sorumluluğu vardır. Bireysel olarak, şiddet gördüğümüzü ya da şiddetle karşılaşan birini gözlemlediğimizde susmak yerine, harekete geçmeliyiz. Şiddeti normalleştiren söylem ve davranışlara karşı durmalı, şiddetin sadece fiziksel bir olay olmadığını, psikolojik, ekonomik ve duygusal anlamda da yıkıcı etkiler doğurduğunu unutmamalıyız. Kadına karşı şiddeti önlemek için toplumsal farkındalığı arttırmak, kadın haklarını savunmak ve şiddet mağdurlarına destek olmak çok önemlidir. Kadınların haklarını savunmak, tüm insan hakları mücadelesinin önemli bir parçasıdır.” İfadelerini kullandı.
“TEMEL AMACI, ŞİDDET MAĞDURU KİŞİLERİN KORUNMASI”
6284 sayılı kanunun amacını anlatan Duygu Uysal, “6284 sayılı Kanun, aile içindeki bireylerin korunmasına yönelik önemli adımlar atmayı amaçlamaktadır. Özellikle kadına karşı şiddetle mücadele ve aile içindeki şiddetin önlenmesi için hükümler içermektedir. Kanunun temel amacı, şiddet mağduru kişilerin korunması, şiddetin önlenmesi ve faillerin cezalandırılmasıdır. Ayrıca mağdurlara sağlanan çeşitli haklar ve güvenlik önlemleriyle, aile içi şiddetle mücadele etmek ve toplumda bu tür şiddetin yayılmasını engellemektir” şeklinde konuştu.
KANUN ŞİDDET MAĞDURLARINA HANGİ TÜR HAKLAR TANIMAKTADIR?
6284 sayılı kanunun şiddet mağdurlarına hangi hakları tanığı hakkında bilgi veren Uysal, “6284 sayılı Kanun, şiddet mağdurlarına birçok önemli hak tanımaktadır. Kanun kapsamında şiddete uğrayan veya uğrama tehlikesi plan bireylere yönelik koruma kararları, barınma hakkı, ve çeşitli tedbir kararları verilmektedir.” Açıklamalarda bulundu.
“SADECE KADINLARA DEĞİL, AİLE İÇİ ŞİDDETE MARUZ KALAN HERKESE UYGULANABİLİR”
Bu kanunun sadece kadınlar için değil aile içi şiddete maruz kalan herkes için olduğunu söyleyen Avukat Duygu Uysal, “6284 sayılı Kanun, sadece kadınlara değil, aile içi şiddete maruz kalan herkese uygulanabilir. Yani, kadınların yanı sıra erkekler ve tüm aile bireyleri de bu kanunun korumasından faydalanabilir. Kanunda kadın erkek ayrımı yapılmadan, şiddet mağduru olabilecek tüm bireylerin korunması amaçlanmıştır.” dedi.
KORUMA TEDBİRLERİ İLE İLGİLİ UYGULAMADA NASIL BİR SÜREÇ İZLENİYOR?
Koruma tedbirleri ile ilgili uygulamaları anlatan Duygu Uysal, “Şiddet mağdurları, kolluk kuvvetleri veya aile mahkemelerine başvuruda bulunarak koruma talep edebilirler. Mahkemeler, başvuruyu aldıktan sonra 24 saat içinde karar verirler. Eğer durum acilse, polis veya jandarma derhal müdahale ederek, koruma tedbirlerini uygular. Mahkeme tarafından verilen koruma kararları, genellikle failin mağdura yaklaşmaması, telefonla iletişime geçmemesi gibi tedbirleri içerir. Ayrıca, şiddet mağdurunun geçici olarak barınma ihtiyacı varsa, devlet barınma ve geçici maddi destek sağlar.
Kadına yönelik şiddet, sadece bir suç değil, toplumun vicdanını sızlatan, her birimizi derinden etkileyen bir insan hakları ihlalidir. Elazığ'daki kadın cinayetleri de, maalesef kadına yönelik şiddetin ne denli yaygın ve derin bir sorun olduğunu ortaya koymaktadır. Şiddet, sadece fiziksel bir saldırı değil, ruhsal, ekonomik ve psikolojik anlamda da kadınları hedef almaktadır. Şiddetle mücadelede tüm toplumun bir araya gelmesi ve güçlü bir bilinçle hareket etmesi gerekmektedir.
Bu sorunu aşabilmek için, şiddetin her türlüsüne karşı tavır alarak şiddete uğrayan bireylerin haklarını savunmak çok önemlidir. Eğitim, yasal düzenlemeler ve toplumda farkındalık yaratma çalışmaları bu engellerin aşılmasında önemli araçlardır.
6284 sayılı Kanun, kadınların korunması ve şiddetle mücadele açısından çok önemli bir adımdır. Ancak kanunun etkili olabilmesi için, yalnızca yasaların var olması yetmez. Ayrıca, kanunun her birey tarafından bilinir hale gelmesi, kadınların kendilerini koruyabilmesi için oldukça önemlidir. Burada özellikle eğitim ve bilinçlendirme çalışmaları büyük bir rol oynamaktadır. Bizler de kadınlarımıza ve gençlerimize verdiğimiz düzenli eğitimlerle çalışmalarımıza devam ediyoruz.
Şiddet mağdurları, yasal haklarını bilmeli ve kolayca başvurabileceği destek mekanizmalarına ulaşabilmelidir. Ayrıca, şiddete uğrayan kişilere yönelik psikolojik destek, sosyal hizmet ve barınma gibi hizmetlerin bir arada sunulması gerekmektedir. Bu tür önlemler, mağdurların sadece hukuki değil, duygusal ve fiziksel iyileşme süreçlerini de destekler. Bununla birlikte, kamuoyunun kanun ve şiddetle mücadele politikaları hakkında daha fazla bilgi sahibi olması için medyanın ve sivil toplum kuruluşlarının rolü çok önemlidir.
Şiddetle mücadele, sadece kurumlar ve yasalarla olmaz, her bir bireyin sorumluluğu vardır. Bireysel olarak, şiddet gördüğümüzü ya da şiddetle karşılaşan birini gözlemlediğimizde susmak yerine, harekete geçmeliyiz. Şiddeti normalleştiren söylem ve davranışlara karşı durmalı, şiddetin sadece fiziksel bir olay olmadığını, psikolojik, ekonomik ve duygusal anlamda da yıkıcı etkiler doğurduğunu unutmamalıyız. Kadına karşı şiddeti önlemek için toplumsal farkındalığı arttırmak, kadın haklarını savunmak ve şiddet mağdurlarına destek olmalıyız.” Diye konuştu.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.