Psikolog İrem Bulut ile sosyal medyanın hayatımıza etkileri üzerine bir röportaj gerçekleştirdik. Sosyal medya, insanları birbirine bağlama amacıyla hayatımıza girdi, ancak bazen yalnızlık, kıyaslama ve kaygı gibi olumsuz duyguları da beraberinde getiriyor.
Haber: Pınar Gürler Yurt
Bakış Haber olarak, Psikolog İrem Bulut ile bir röportaj gerçekleştirdik. Başkalarının idealize edilmiş hayatlarını görmek, gerçek dünyadaki ilişkilerimizi zayıflatabiliyor ifadelerini kullanan Bulut, “Sosyal medyanın bu çelişkili etkilerini anlamak, sağlıklı bir dijital denge kurmamız için önemli. Bu yazıda, sosyal medyanın ruh sağlığımıza olan etkilerini ele alacağız” dedi.
Bulut, sosyal medyanın ruh sağlığımıza olan etkilerini başlıklar altında şöyle sıraladı;
BAĞLANTI KURMA VE YALNIZLAŞMA
Sosyal medya, insanları bir araya getirme vaadiyle başladı, ancak çoğu zaman ilişkiler yüzeysel kalıyor. Gerçek bağlar kurmak yerine, insanlar beğeniler peşinden koşarak yalnızlaşabiliyor.
KENDİNİ KIYASLAMA VE KAYGI
Sosyal medyada sürekli paylaşılan “mükemmel” hayatlar, kişileri kendi hayatlarıyla kıyaslamaya zorlar. Bu da, özsaygı kaybı ve kaygı yaratabilir, zamanla depresyona yol açabilir.
SİBER ZORBALIK VE DİJİTAL STRES
Sosyal medya üzerinden yapılan olumsuz yorumlar, özgüven kaybına ve uzun vadede psikolojik sorunlara yol açabilir. Ayrıca sürekli çevrimiçi olmak, zihinsel tükenmişliğe neden olabilir.
Sosyal medyanın hayatımızdaki yeri büyüdükçe, ondan uzak durmak giderek zorlaşabiliyor. Peki, dijital dünyanın bu kadar içine çekilmeden, kendimizi nasıl daha sağlıklı bir şekilde koruyabiliriz? Diyen Bulut, cevabı maddeler halinde şöyle sıraladı;
Sosyal medyayı sağlıklı kullanmak, dijital dünyayla gerçek dünya arasında denge kurmayı gerektirir. İşte bunu başarmak için yapılabilecek bazı adımlar:
1. Ekran Süresini Sınırlamak:
Sosyal medya kullanımını günlük belirli bir süreyle sınırlamak, zihinsel yorgunluğu azaltabilir. Her gün belirli bir zaman diliminde sosyal medya kullanmak, aşırıya kaçmamak için etkili bir yöntem olabilir.
2. Bildirimleri Kapatmak:Sürekli gelen bildirimler, zihni meşgul eder ve sosyal medya kullanımını artırır. Bildirimleri kapatarak, dijital dünyanın dikkat dağıtıcı etkilerinden korunabilir, daha verimli bir yaşam sürülebilir.
3. Sosyal Medyayı Bilinçli Kullanmak: Sosyal medya kullanırken ne amaçla girildiğini bilmek önemlidir. Boş zaman geçirmek için değil, bilgi edinmek veya bağlantı kurmak gibi belirli amaçlarla kullanmak, daha sağlıklı bir dijital deneyim sağlar.
4. Gerçek Hayata Yönelmek: Sosyal medyadan uzaklaşmak, gerçek dünyada insanlarla vakit geçirmek için fırsat yaratır. Aile ve arkadaşlarla yüz yüze geçirilen zaman, dijital dünyadaki yalnızlık hissini dengeleyebilir.
5. Sosyal Medya Kullanımını Rutinleştirmek: Sosyal medya kullanımını belirli zaman dilimlerine yerleştirmek, plansız ve düzensiz kullanımı engeller. Örneğin, sabah 10 dakika, öğleden sonra 20 dakika gibi belirli zaman dilimlerinde sosyal medya kullanmak, aşırıya kaçmayı engeller.
6. Dijital Detoks Aralıkları Oluşturmak: Haftada bir veya daha fazla sıklıkla dijital detoks yapmak, uzun süreli sosyal medya kullanımı nedeniyle oluşan zihinsel yorgunluğu hafifletebilir. Bu süreç, sadece sosyal medyadan değil, tüm dijital cihazlardan uzak durmayı kapsayabilir.
7. Sosyal Medyada Farkındalık Yaratmak:Sosyal medyadaki içeriklerin, çoğu zaman gerçeklikten uzak olduğunu ve kişileri kıyaslamaya zorlayabileceğini bilmek, sağlıklı bir yaklaşım geliştirmenize yardımcı olabilir. İçeriklerin yalnızca yüzeysel olduğunu ve herkesin hayatının tam olarak yansıması olmadığını kabul etmek, dijital stresin önüne geçebilir.
Bulut, ‘Bu adımlar, dijital dünyada daha sağlıklı bir denge kurarak, sosyal medyanın ruh sağlığımıza olumsuz etkilerini en aza indirmemize yardımcı olabilir diyerek, “Unutmayın: Sosyal medyadan uzak kalmak, zihninizi özgürleştirir ve gerçek dünyayla yeniden bağ kurmanıza yardımcı olur” cümlesine vurgu yaptı
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.