Elazığ
22 Ekim, 2024, Salı
  • DOLAR
    34.06
  • EURO
    37.74
  • ALTIN
    2730.4
  • BIST
    9833.22
  • BTC
    57646.840$

Deprem Korkusu ile Nasıl Başa Çıkarız?


Deprem Korkusu ile Nasıl Başa Çıkarız?
Deprem Korkusu ile Nasıl Başa Çıkarız?

16 Ekim 2024 ‘de Malatya’nın Kale İlçesinde 5,9 büyüklüğünde deprem meydana geldi.  Elazığ’da hissedilen deprem korku ve paniğe sebebiyet verdi. Uzman Klinik Psikolog Seren KARABULUT Yaşanılan deprem korkusunu ve bu süreçte alınması gereken önlemleri Bakış Haber’e anlattı.

ÖZEL HABER: AYLİN SOLMAZ

‘DEPREM BİRÇOK İNSAN İÇİN TEDİRGİNLİK OLUŞTURAN BİR DURUMDUR’

Deprem korkusunun kişinin yaşam alanını olumsuz yönde etkilediğini vurgulayan Klinik Psikolog Karabulut,’ Sismofobi olarak da tanımlanan deprem korkusu, olası bir deprem durumu ya da riski nedeniyle kişinin kendisinin ve sevdiklerinin güvenliğinden yoğun endişe ve korku duyma hali olarak tanımlanır. Stres ve panik atak gibi belirtilerle karakterize edilen deprem korkusu kişinin yaşam alanını olumsuz etkileyebilir. Birçok korkuda bireyin kendisinin tehlikeyle karşı karşıya olduğu durumdayken, deprem fobisinde ise sadece kendisi değil, ailesi, yakın çevresi ve tüm dünyanın zarar göreceği endişesi taşınmakta hatta daha geniş bir şekilde dünyayı kapsayan felaket senaryolarıyla tetiklenebilmektedir. Afetin şiddeti, yeri ne olursa olsun deprem herkesi olumsuz etkileyebilen ve korkumuzu derinleştiren bir durumdur. Bu afetin bireylere yaşatmış olduğu duyguların yaşanması normaldir. Özellikle bu afeti deneyimledikten sonra, yaşattıklarından çok tekrar yaşanacağı korkusu ve nihayetinde yaşatabileceği ihtimallerin oluşturduğu duygular problemlerin oluşmasına neden oluyor’ ifadelerini kullandı.

‘DEPREMİ KABULLENMEK PSİKOLOJİK SAĞLAMLIK İÇİN ÖNEMLİDİR’

‘Korku, her bireyin belirli durumlarda yaşayabileceği normal duygu durumudur. Bireyin oluşabilecek fobiden ya da getirebileceği olumsuzluklardan korunabilmesi için, yaşanmış olan bu afetin öncelikle kabul edilmesi, afetin yaşattığı duyguların zihnimizce bastırılmaması önem arz etmektedir. Çünkü bastırdığımız duygular ruhsal veya fiziksel tepkilerle sağlığımızı ciddi ölçüde etkileyen problemlerin oluşması için tetikleyici unsurlardır. Öncelikle yaşadığımız korkuyu kabul edebilirsek korkmamayı öğrenmiş oluruz. Yaşadıklarımızı çevremizdeki bireylerle paylaşmalıyız. Çünkü yaşadığımız olumsuz duyguları paylaşmak yaşadığımız duyguyu konuşabilme cesaretini göstermek yükümüzün hafifletmesine ve ruhsal olarak rahatlamamıza yardımcı olacaktır. Deprem yaşayabileceğimiz doğal bir afettir, depremin bir daha yaşanmayacağı gibi düşüncelere kendimizi ikna etmeye çalışmak ve yaşanabilecek ihtimalleri inkar etmek yaşadığımız korkuyu bastırmamıza sebep olur. Bu şekilde kabullenmeyi reddederek yaşadığımız olumsuzlukları ya da korkuları yenemeyiz aksine tetiklenmesine sebep oluruz. Kabullenmek duygularımızı rahatlatıp, bastırdığımız duyguların açığa çıkıp sağlıklı bir şekilde ilerlemesine yardımcı olacaktır’ Diye konuştu.

‘DEPREM KORKUSUYLA BAŞA ÇIKAMAMA DURUMLARINDA UZMAN DESTEĞİ ALMAK FAYDALI OLACAKTIR’

‘Deprem için önlemler almak her zaman önemlidir ancak her anımıza depremi hatırlatacak somut veya soyut düşünceleri çağrıştıracak durumlardan da uzak durmalıyız. Mesela depremin geliştirebileceği fobi durumunu tetikleyici bazı alışkanlıklar olabilir; Yalnız bir yere gitmekten kaçınmak, karanlıkta kalmamak, çocuklar ile beraber uyumaya başlamak, kapıyı açık bırakmak gibi birçok davranış geliştirebiliriz. Başta rahatlama hissiyatı getiren bu alışkanlıklar bizim güvenlik alanlarımızı genişletiyor gibi görünse de aslında özgürlük alanlarımızı oldukça kısıtlayan ve yaşadığımız korkunun, olumsuzlukların genişlemesine neden olan durumlar olmaya başladığından dolayı da kaçınmamız gereken alışkanlıklardır. Kabullenmek, duygularımızı paylaşabilmek, inkardan kaçınmak ve alışkanlıklarımıza geri dönebilmek psikolojik sağlamlık için önemli unsurlardır. Dengeli beslenme, uyku ihtiyacımızı karşılama ve beynin oksijen kaynağını arttırmayı hedefleyen hafif egzersizler, duygu durum düzelmesinde büyük önem taşıyor. Travma etkisiyle psikolojik durumda meydana gelen kaygıyı da tetikleme etkileri olan çay, kahve, asitli içecek ve nikotin tüketimi kısıtlanmalı, bireyin duygularını hissetmesi açısından da önemli etkisi olan günlük tutmak, duygu ve düşüncelerini dışa vurdurur ve etkileri yüksektir. Aniden akla gelen olay anıyla ilgili görüntüler ya da kâbuslar görmek karşılaşılan bir durumdur sakin kalmaya çalışmak önem arz eder.  Verilmiş olunan önerilere rağmen yaşadığımız sorunlar ile başa çıkamama durumlarında da bir Uzman desteği almak faydalı olacaktır’ Dedi.

Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!


  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ALKIŞ
  • 0
    KOMİK
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    KIZGIN

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Başka haber bulunmuyor!