Bakış Haber olarak Tarihçi Noter Cem Bayındır ile Atatürk’ün Elazığ’a gelişinin 87. Yıl dönümü dolayısıyla bir röportaj gerçekleştirdik. Atatürk’ün ilk Elazığ’a gelişi hakkında konuşan Cem Bayındır, “1916 yılında ilk kez Elazığ’a geldi. Burada uzun yıllar yanında olacak olan İsmet İnönü ile karşılaştı.” dedi
Tarihçi Noter Cem Bayındır Atatürk’ün Elazığ’a gelişinin 87. Yıldönümü münasebetiyle Bakış Haber’e özel açıklamalarda bulundu. O tarihi günü içtenlikle anlatan Bayındır, “Atatürk halk evinde coşkuyla karşılandı” dedi.
“ON BİNLERCE İNSAN COŞKUN BİR SABIRSIZLIK İÇİNDEYDİ”
Tarihçi Noter Cem Bayındır, 17 Kasım günü “17 Kasım 1937 tarihinde bir gece kalacağı Elazığ’a üçüncü ve son kez gelmiştir. 1962 yılı Yeni Fırat dergisinin anlatımıyla, Kurtuluş Savaşı’ndan o güne değin Elazığ’a gelmemiş Atatürk’ü görmek için, İstasyon Caddesinin iki yanına sıralanmış on binlerce insan coşkun bir sabırsızlık içinde. Bu karşılama bilindik resmi karşılamalar gibi değil; yaşlıların, gençlerin, kadın ve çocukların bayram sevinçleriyle el çırparak “yaşa”, “var ol” diye haykırarak katıldıkları çok içten çok candan bir karşılayış yaşandı” sözleriyle anımsadı.
“PEK GÜZEL BİR KASABA, PERTEK DEĞİL, BİR TEK DEMELİ BURAYA”
Atatürk ün o gün neler yaptığından bahseden Bayındır, “Atatürk ve heyet önce, Elazığ’dan Murat Köprüsünü geçerek Singeç köprüsüne gidiyor. Dönüşte de Pertek’te karşılanan Atatürk, Halkevi’ne iniyor. Şeker fabrikaları ve devletçi ekonomi üzerine önemli bir konuşma yapmış olan Atatürk’ün burada, çıktığı merdivenin başından geri dönüp elini başının üzerine koyarak yemyeşil Pertek’i izleyip “Pek güzel bir kasaba, Pertek değil, bir tek demeli buraya” sözünü söylediği söylenir. Aynı gün Elazığ Halkevinde -bugünlerde artık görmemiz olası olmayan- kültürel ve çağdaş bir balo düzenlenmiş, bu baloda Mamuretülaziz adının Elazığ adına çevrilişine ve şaşırtıcı derecede yüksek kültüre sahip ve cumhuriyet devrimlerine en çabuk uyum sağlayan bir halkın Atatürk ile kaynaşmasına tanık olunmuştur. “Elaziz Halkevi” (Bugünkü Elazığ Öğretmenevi) de yeni kurulan öteki halk evleri gibi bulunduğu kent için seçkin ve çok verimli bir çalışma merkezi niteliğindeydi. Halkevinin salonu da günün büyüklüğüne uygun bir biçimde düzenlenmişti. diye konuştu.
“HALK EVİNİ SARSAN ALKIŞLARLA SALONA GİRMİŞ”
Elazığ halk evinde (öğretmenevi) yapılan karşılama törenini anlatan Cem Bayındır, “Sanata, yazına, dansa, halk danslarına, güzel sanatlara, kültüre büyük önem veren, 1930’ların o yoksul Anadolu kentlerinin insanlarının bilinçlenmesi adına bale, opera yapıları, okullar yaptıran ve bugünün siyasetçilerine ve biçimci Atatürkçülerine hiç benzemeyen Gazi Mustafa Kemal Atatürk o gün, Halkevini sarsan alkışlarla salona girmiş, yavaş yavaş duvarlardaki tabloları inceleyerek herkesi selamlamış, kendisine ayrılan masaya geçmeden giriş kapısının yan duvarında bulunan bir tablonun tam karşısına durup, kendisinin asker kaputuna sarılmış ve karların üzerinde yatan resmine uzun süre bakmıştır. Atatürk ile birlikte Başvekili Celal Bayar, İçişleri Bakanı Şükrü Kaya, Kâzım Orbay, sonradan iki dönem Elazığ vekilliği de yapacak Tokat Milletvekili Elazığlı Hürrem Müftügil, Fazıl Ahmet Aykaç, Şair İsmail Müştak Mayakon, yaverler ve başka vekiller bulunuyordu.” İfadelerini kullandı.
“GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK ARAMIZDADIR”
Atatürk içeri girerken Celal Bayar’ın okuduğu şiire değinen Tarihçi Noter Cem Bayındır, “Namık Kemal’in çok tanınmış şiirini okuyarak Atatürk’ün gelişini konuklara şöyle sunmuştur Arkadaşlar: Düşman vatanın bağrına dayamış hançerini / Yok imiş kurtaracak bahtı kara maderini / Düşman vatanın bağrına dayasın hançerini / Bulunur elbet kurtaracak bahtı kara maderini’ diyen Namık Kemal’in şiirine yanıt veren vatan evladı Gazi Mustafa Kemal Atatürk aramızdadır!” dedi.
“ELÂZIĞ KÜLTÜRLÜ VE VATANSEVER BİR YERDİR VE SİZE DE YÜREKTEN BAĞLIDIR”
Son olarak balo salonunda olanlar hakkında bilgi veren Cem Bayındır, “Baloya Hürrem Müftügil eşinin Ankara’da bulunması nedeniyle dayısının kızı Atiye Hanım ile katılmış, Atatürk, Atiye Hanım’ı görünce çok uzun süre ona bakmış ve yanındaki komutanlara dönerek, Atiye Hanım’ın da duyacağı bir biçimde: “İnsanlar çift yaratılırmış derler, inanmazdım. Ancak Hürrem Bey’in yanındaki hanım Bulgaristan’da ataşelik yaptığım yıllarda gördüğüm İspanyol ataşesinin eşinin birebir aynısı. Demek ki bu söz doğruymuş.” Deyince son derece kültürlü bir insan olan Atiye Hanım, Atatürk’e dönerek: “Paşam affınıza sığınarak, bence o söz tam da doğru değil, çünkü benim ya da başka birinin benzeri olabilir. Ama sizin yok. Olabileceğini de sanmam. Allah sizi tek yaratmış ve Türk halkına sunmuş” demiştir. Atatürk gülerek milletvekili Hürrem Müftügil’e dönmüş: “Elazığlı hanımlar bu kadar zeki ve hazır cevap mıdır?” deyince Hürrem Müftügil de “Evet Paşam Elâzığ kültürlü ve vatansever bir yerdir ve size de yürekten bağlıdır.” diye konuştu.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.