Son yıllarda aile içinde yaşanan sessizlik, ilişkileri görünmez bir krizle baş başa bırakıyor. Konuşulmayan duygular, bastırılan ihtiyaçlar ve çözülmemiş çatışmalar zamanla hem çiftlerin hem de çocukların ruhsal sağlığını tehdit ediyor. Bakış Haber olarak, aile danışmanı ve sosyolog Melisa Erdoğan ile bu derin sessizliği, sebeplerini ve çözüm yollarını konuştuk.
Haber: Emirhan Kamışlı
MELİSA ERDOĞAN KİMDİR?
Melisa Erdoğan: “Sosyoloğum, aynı zamanda ELSAD Gençlik Komisyonu Başkanıyım. Aile danışmanlığı, çift terapistliği ve eğitim koçluğu alanlarında aktif olarak danışmanlık hizmeti veriyorum. Bilinçaltı uzmanlığı ve kişisel gelişim alanında çeşitli sertifika eğitimlerim bulunuyor. Danışmanlık çalışmalarımda aile içi iletişimsizlik, ergenlerle ilişki, çiftlerde duygusal kopukluk gibi pek çok konuyla yakından ilgileniyorum.” dedi.
AİLE İÇİ SESSİZLİK SON YILLARDA NEDEN BU KADAR YAYGINLAŞTI?
Duyguların açıkça ifade edilmemesinden bahseden Sosyolog Erdoğan, “Günümüzde insanlar aynı evde yaşıyor ama birbirinden uzaklaşıyor. Bunun pek çok sebebi var: yoğun iş temposu, dijital ekran bağımlılığı, duyguları açıkça ifade edememe, hatta toplumsal olarak 'sorun konuşulmaz, görmezden gelinir' algısı. Bu da zamanla çiftlerin birbirinden uzaklaşmasına, çocukların ise bu ortamda yalnızlaşmasına yol açıyor.” ifadelerini kullandı.
EŞLER NEDEN KONUŞMAKTAN KAÇINIYOR?
Duyguların baskılanmasına dikkat çeken Sosyolog Melisa Erdoğan, “Çoğu zaman insanlar kırılmaktan ya da karşı tarafı kırmaktan korktuğu için susmayı seçiyor. Fakat bu sessizlik, aslında birikmiş duyguların baskılanması anlamına geliyor. Bir süre sonra iletişim değil, ‘katlanma’ devreye giriyor. Bu da duygusal bağın kopmasına neden oluyor.” dedi
BU SESSİZLİK ÇOCUKLARI NASIL ETKİLİYOR?
Çocukların kaygılarını anlatan Aile Danışmanı Erdoğan, “Çocuklar söylenmeyeni de hisseder. Evdeki gerilimi, mesafeyi, hatta annenin ya da babanın sessiz gözyaşını fark ederler. Bu durum çocuklarda kaygı, içe kapanıklık ya da agresyon olarak ortaya çıkar. Özellikle ergenlik dönemindeki çocuklar, evde kendilerini ifade edemediklerinde dışarıda yanlış arkadaşlıklara ya da zararlı alışkanlıklara yönelebiliyor.” şeklinde konuştu.
BU DÖNGÜ NASIL KIRILIR?
Sessizliğin çözüm olmadığını vurgulayan Melisa Erdoğan, “Öncelikle aile içindeki herkesin duygularını dürüstçe ifade edebilmesi için güvenli bir alan oluşmalı. Sessizliğin çözüm olmadığını fark etmek önemli. Bazen sadece ‘seni duyuyorum’ demek bile karşı taraf için büyük bir iyileşme adımıdır. Çiftlerin birbirini suçlamadan dinlemesi, çocuklara ise duygularını tanıma ve ifade etme fırsatları sunulması gerekir.” dedi.
AİLE DANIŞMANLIĞI BU NOKTADA NASIL BİR ROL OYNAR?
Aile danışmanlığını anlatan Erdoğan, “Danışmanlık, tarafsız bir gözle ailenin iç dinamiklerine bakmak demektir. Ben çalışmalarımda önce bireyleri, sonra ilişkileri dinliyorum. Sessizliğin ardındaki duyguları, korkuları ve geçmiş yaraları birlikte ortaya çıkarıyoruz. Bazen çocuklarla bireysel görüşmeler, bazen çiftlerle duygusal yakınlık çalışmaları yaparak iyileşme sürecine eşlik ediyorum.” ifadelerini kullandı.
TOPLUMDA BU KONUDA YANLIŞ BİLİNEN ŞEYLER NELER?
Danışmanlık almanın zayıflık olmadığını belirten Sosyolog Erdoğan, “En büyük yanlış, ‘Biz kavga etmiyoruz, demek ki bir problem yok’ düşüncesi. Oysa sessizlik de çok ciddi bir problemdir. İletişim eksikliği zamanla sevgi eksikliğine dönüşebilir. Bir diğer yanlış ise ‘danışmanlık almak zayıflıktır’ düşüncesi. Aksine, yardım istemek güçlü insanların işidir. Son olarak; sessizlik bir savunma mekanizmasıdır ama kalıcı bir çözüm değildir. Aile olmak sadece aynı soyadı taşımak değil, birbirini duymak, görmek ve anlamaktır. Unutmayın, bir adım bazen her şeyi değiştirir. Konuşmaya cesaret eden her aile, iyileşmenin de kapısını aralar.” diye konuştu.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.