Serdar Karakış’tan 42 Yıllık Meslek ve Damak Tadı Hikayesi
GÜNDEMSerdar Karakış’tan 42 Yıllık Meslek ve Damak Tadı Hikayesi
Elazığ’ın Saray Ciğercisi, sadece bir yemek dükkanı değil, şehrin kültürel dokusunun önemli bir parçası. İşletme Sahibi Serdar Karakış, babasından devraldığı işletmesinin geçmişini, farkını ve mesleki tecrübelerini içtenlikle Bakış Haber’e anlattı.
Haber: Aylin Solmaz
SERDAR KARAKIŞ’IN ANLATIMIYLA BİR AİLE MESLEĞİ
İşletme sahibi Serdar Karakış, aslen Elazığ’ın Harput beldesinden. Baba mesleği olarak başladığı ciğerci dükkanında, 12 yıldır babasından devraldığı bu işi sürdürüyor. Babası, dükkan sahibi olmadan önce sadece tezgah üzerinde çalışırken, Karakış’ın kendi dükkanı 10 metrekarelik alanda faaliyet gösteriyor. Bu yıllara dayanan geçmiş, hem işin mutfak tarafında hem de müşteri ilişkilerinde büyük bir deneyim birikimi oluşturmuş.
İŞLETMENİN FARKI NEDİR?
İşletmenin özelliği, yapılan yemeklerin pişirme tekniğinde yatıyor. Karakış, “Biz şiş yapmıyoruz. Saçta ve güveçte, biberli, domatesli, soğanlı olarak kavuruyoruz. Bu, aslında bizim farkımız” diyor. Yani burada servis edilen lezzetler, geleneksel yöntemlerle hazırlanan, kendine özgü tatları yansıtan yemekler.
MÜŞTERİ PROFİLİ VE DUYGUSAL BAĞ
Bu lezzet durağı, sadece Elazığ’ın yerlilerine değil, buraya gelen her yaştan insana hitap ediyor. Karakış, yıllardır gelen müşterilerinin sadece vatandaşlardan oluşmadığını, doktorlar, memurlar, öğretmenler ve hatta yurt dışından tatile gelenlerin de ilgisini çektiğini belirtiyor. Ayrıca, yıllar içinde bu lezzeti tatmış olanlar, şimdi kendi çocukları ve torunlarıyla dükkanın yolunu tutuyorlar. Karakış, “Damak tadı, para ile ölçülemeyen bir şey. İnsanlar burada çocukluklarından beri yedikleri ciğeri tekrar tatmak için geliyorlar” diyerek, işletmesinin uzun yıllardır devam etmesinin sırrını anlatıyor.
MESLEK SIKINTILARI VE GELECEK KAYGILARI
Ancak, Serdar Karakış, geleneksel mesleğini devralmasının ardından, bir sorunun altını çiziyor: “Artık çalışan bulmakta zorlanıyoruz. Gençler bu mesleği öğrenmek istemiyor. Benden sonra bu işi devralacak birilerini yetiştirmeyi çok isterim ama gençlerin ilgisi yok.” Bu durum, hem işletmenin devamlılığı hem de geleneksel yemek pişirme yöntemlerinin yaşatılması açısından bir kaygı oluşturuyor.
SARAY CAMİSİ VE MEKÂNIN İSMİ
Saray Ciğerci’sinin bulunduğu alanın tarihi de oldukça eski. 1950’lerde “Mahpushane Camisi” olarak bilinen bu cami, zamanla “Saray Camisi” adını almış. Bu nedenle, dükkan sahibinin de verdiği isim, hem mekânın tarihiyle hem de sunulan geleneksel hizmetle özdeşleşmiş. “Burası Saray Camisi civarında olduğu için, bu ismi almak çok anlamlı oldu ve tabelamızda da bu ismi tercih ettik” diyor Karakış.
FİYATLAR VE LEZZET ANLAYIŞI
Fiyatlar, Elazığ’daki diğer mekanlarla kıyaslandığında oldukça makul. Ciğer 120 TL, tavuk kuşbaşı 120 TL, et kavurma 200 TL, köfte 150 TL gibi fiyatlarla, hem lezzetli yemekler sunuluyor hem de kaliteli hizmet veriliyor. Ancak Karakış, “Fiyatlarımız çok yüksek değil, insanların kolayca ulaşabileceği seviyelerde” diyerek, bu kadar yıllık tecrübeye rağmen müşteri memnuniyetine verdikleri önemin altını çiziyor.
İlginizi Çekebilir