© Elazığ Günebakış Gazetesi

Rehberlik Öğretmeninin, Öğrenciler Üzerindeki Etkisi

Rehberlik Öğretmeninin, Öğrenciler Üzerindeki Etkisi

Rehber öğretmeni Sevilay Varlık Doğan Bakış Haber’e özel açıklamalarda bulundu. Öğrencilerin en çok ihtiyaç duydukları alanlardan bahseden Varlık Doğan, “En çok destek duydukları alan, derse nasıl odaklanmayı sağlarım, dikkat hatası neden yaparım, bu konuda nasıl kendimi düzeltirim, okuduğumu anlamıyorum, kaydırma yapıyorum, stres yapıyorum gibi. Destek duydukları alanlar bunlar” dedi.

 

HABER: Pınar Gürler Yurt

 

Bakış Haber olarak rehber öğretmeni Sevilay Varlık Doğan ile bir röportaj gerçekleştirdik. Yaptığımız röportajda öğrencinin sosyal ilişkilerini ve arkadaşlarını desteklemek için neler yapıldığı hakkında bilgiler veren Varlık Doğan, “İletişim noktasında öğrencilerden çok iyi olan da var, kopuk olan da var. Sonra araştırınca, bu kopukluğun aileden geldiğini görüyorum. Ebeveynler de ki iletişim kopukluğu öğrenciye yansıyor” dedi.

 REHBERLİK HİZMETLERİNDE ÖĞRENCİNİN MENTAL SAĞLIKLARINI DESTEKLEMEK ADINA HANGİ YÖNTEMLERİ KULLANIYORSUNUZ?

Öğrencilerin mental sağlığını güçlendirmek için hangi yöntemleri kullandıklarını anlatan Rehberlik Öğretmeni Sevilay Varlık Doğan “Mental sağlığını desteklemek adına dengede tutmak istiyorum. Mesela şöyle ki evet otorite disiplin eşittir eğitimdir bana göre. Çünkü öğrenci yumuşak tarafınızı gördüğünde sizi kullanır. Siz onu değil o sizi yönetmeye çalışır. Bir dönem boyunca, 'Ödevimi sonra götürsem kabul eder' diye düşünür. Bu tür tavizler, tavizi doğurur. Öğrencinin başta bu hareket hoşuna gider ama sonrasında en büyük suçlu rehberim der. 'Rehberlikçim beni bu şekil adapte etmedi' der.  Yani bu tür suçlamalar tamamen rehberlikçiyi bulur. Rehber öğretmeni öğrenciye, kızmasını da bilmeli, motive edecek şekilde tutmasını da bilmeli. Mesela; 'Sevilay hocadan korkarım ama onu çok seviyorum' Yani o dengeyi tutmak çok bambaşka bir şey. Korkulan öğretmen sevilmez. Sevilen öğretmenden de korkulmaz ama hem korkup hem seviliyorsa bu güzel bir dengedir. O denge sağlandığı zaman öğrenci gelir ve  'Hocam sizi dinlemek çok hoşuma gidiyor. Ben deşarj olmuş oluyorum' diyor. Hatta bunu veli de gösterebiliyor. 'Hocam ben çok tedirginim ama sizi dinledikten sonra bambaşka oluyorum' diyor.  Dinlemek en büyük avantajımız. Gözünün içine bakıp da 'Evet seni anlıyorum bak böyle yaparsan böyle olur, böyle hissettiğini biliyorum, böyle hissettiğin için bu şekil hareket ettiğini biliyorum' dediğim zaman,  öğrenci diyor ki 'Tamam bu benimle aynı frekansta.' O dengeyi yakaladıktan sonra, öğrenci sana güven aşılar sen ona güven aşılarsın bir bütün olursun. Bütünlük kurduktan sonra da takım çalışması haline gelir” diye konuştu.

SİZCE ÖĞRENCİLERİN EN ÇOK DESTEK DUYDUKLARI ALANLAR NELERDİR?

Öğrencilerin en çok destek duydukları anlardan bahseden Sevilay Varlık Doğan, “Nasıl odaklanırım? Dikkat hatası neden yaparım? Bu konuda nasıl kendimi düzeltirim? Okuduğumu anlamıyorum, anladığımı kaydırma yapıyorum, işte bu yönden aslında kaygılanıyorum, stres yapıyorum gibi konularda destek duydukları alanlardır. Ben sınava nasıl yaklaşmalıyım? Yaklaşırken ne yapmalıyım? Yaptıklarım doğru mudur?  gibi tedirginlik halinde hareket ediyorlar.  Baştan omuz omuza verdik mi öğrenci ile üstesinden geliyoruz.  Devamı da bu şekil götürüyoruz” İfadelerini kullandı.

 

“MESLEĞİ İYİ BİR ŞEKİLDE İCRA ETMESİ”

Okuldaki rehberlik hizmetinin nasıl güçlenmesi gerektiğinden bahseden Varlık Doğan, “Hangi branş olursa olsun öğrencinin ne yaptığı hiç önemli olmuyor. Yönlendirme gerçekten doğru bir şekilde olmayınca öğrencinin gerçekten kalbine dokunmak, gözünün içine bakmak, seneler geçse bile senin adını anımsıyorsa öğrenci, o zaman öğretmen budur. Mesleğini seven insan ne olursa olsun işini iyi yapar, iyi yapınca da karşılığını alır. Yani şeker yiyorum, ağzım tatlanmıyor demekle olmuyor. Öğretmenin istemesi, öğrenciyi aşılar. Çalıştırma noktasında onu yönlendirir. Kişinin kendi işini iyi yapması da bitiyor ” şeklinde konuştu.

“BASKI YA DA İLETİŞİM KOPUKLUĞU ÖĞRENCİDE DE KOPUK OLUYOR”

Öğrencilerin sosyal ilişkileri ve arkadaşlarını desteklemek için neler yapıldığını anlatan Rehberlik Öğretmeni Sevilay Varlık Doğan, “İletişim noktasında öğrencilerin çok iyi olanıda  var, kopuk olanı da var. Araştırınca bu problemin aileden geldiğini görüyoruz. Ebeveynlerde ki kopukluk öğrencide de kopukluk olmasına sebep veriyor. Öğrenci çekingen hareket ediyor, yerini yadırgıyor, çaresizmiş gibi davranıyor. Bu tür hareketleri öğrencilerde görünce detaya inince aileden geldiğini farkediyoruz. Desteklemek için de neler yapıyoruz? Tabii ki konuşmak, sohbet etmek, muhabbetin derin olması, onların iletişimini güçlendirmek adına önemlidir. Bakıyorsun etrafında pervane oluyorlar. 'Hocam biz bunu yaptık, şunu yaptık' demeye başlıyor. Çocuk gördüğünü işler. İşimi isteyerek yaptığım zaman, öğrenci bunu fark eder. Davranışlarımdan iyi kötü faydalanır ve aynı şekilde bulaşıcı bir durum sergiler. Kelebek etkisi gibi düşünebiliriz. Sen iyi bir iletişim kurarsan, öğrenci de bunun farkına varır ve güçlendirir kendisini” dedi.

“EN ZOR DURUM VELİLERİN ÖĞRENCİLERİ BASKILAMASI”

Rehberlik hocası olarak karşılaştığı en zorlu durumdan bahseden Sevilay Varlık Doğan, "Velilerin öğrencileri baskılaması ve kaygılarını arttırması. Çünkü biz artık öğrenciyi bırakıp veliyi teskin etmeye çalışıyoruz. Öğrenci sınav öğrencisi olduğunun farkına varana kadar 2-3 ay geçmiş oluyor. İyi bir öğrenci bakıyoruz aniden ders çalışmayı bırakabiliyor. Kendi bilgisine güvenip çalışmamaya başlıyor. Ama bir bakıyoruz öğrenci orta seviyeye hatta zayıf seviyeye düşüyor. Rehber öğretmeni olarak, öğrenciye sahip çıkınca öğrenciyi elinden geldiğinin fazlasını göstermeye başlıyor. Tabii bu süreçte sabır çok önemli. En çok velinin öğrenci üzerindeki potansiyeline kızıyorum. Çünkü benim düzeltebileceğim öğrenciyi, veli işin içine girince başa sarıyoruz. Bu bir süreç meselesi. Öğrenci tabii ki kendini tanıyacak, ortamı tanıyacak, tanımlayacak, anlamlandıracak ve diyecek ki evet ben sınav öğrencisiyim, ne koyduysam heybeme şimdi karşılaşma zamanı, karşıma alma zamanı. Mesela şöyle söylüyorum hani bir yola çıktığınızda küçük bir heybe hazırladınız,  o sizi bi yere kadar götürecek. Ama büyük bir heybe hazırladığınız zaman bayağı bir yere kadar götürür. Dolayısıyla bekleyin! Hemen birinci ayda matematik kötü yapıyor, bir şey anlamadı, anlayamayacak. Bekleyin! Çünkü yeni nesil sorularla yeni karşılaşıyorlar, anlamlandırsın, kendini tanısın, pişsin, taşsın. Çünkü çok eksikleri var öğrencilerimizin. Pandemi atlattılar, iki büyük deprem atlattılar, temelleri çok zayıf oluyor.  Onlara bir süreç vermemiz, sabır göstermemiz gerekiyor. Ebeveynler çok sert davranınca öğrenci olumsuz etkileniyor.  Bu durumda önce veli ile konuşmamız, teskin etmemiz gerekiyor. Ebeveynler bilinçli hareket ettiği zaman biz öğrenciler de bunu fark ediyoruz.  Öğrenci de ayaklarının üzerinde duracak bir duruş sergiliyor. Kendisine güveniyor,  güvenen öğrenci de her türlü her şeyi yapacağına inanıyor. Ben bunu üç ayaklı masaya gibi düşünüyorum. Eğitimciler de, ebeveyneler de, öğrencileer de ortada olacak. Mesela zayıflığın öğrencimizden kaynaklı olduğunu düşünüyoruz. Veli toplantısı yapıyoruz, anne baba gelmiyor bile. Sen ebeveyn olarak öğrencine inanmıyor musun? Güvenmiyor musun? Merak etmiyor musun? Sorgulamıyor musun? Öğrenci bu durumda 'Bana inanan kişi yok ki ben kendimi ortada göstereyim, çıkarayım' bilincinde oluyor. Bu sefer kördüğüm oluyor ve ebeveynler de bizi suçluyor. Bilinçli ebeveynlerle hareket edince gerçekten öğrenci de kendini gösteriyor. Çünkü güven içerisinde oluyoruz inanç içerisinde oluyoruz. Çalışan öğrenci gerçekten kazanıyor yani ben emek verdim boşa gitti diyeni ben görmedim. Emek vermeyen öğrenci kendi sonunu hazırlamış oluyor. Bu hususta da destekliyoruz, kuvvetlendirmeye çalışıyoruz” diye konuştu.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER