© Elazığ Günebakış Gazetesi

Ramazan Ayında Göz Kuruluğuna Dikkat

Ramazan Ayında Göz Kuruluğuna Dikkat

Göz kuruluğu, günümüzde yaygın olarak karşılaşılan ve çeşitli rahatsızlıklara yol açabilen bir göz hastalığıdır. Özel bir sağlık kuruluşunda görev yapan Göz Hastalıkları Uzmanı ve Başhekim Op. Dr. Sermal Arslan, Ramazan ayında göz kuruluğunun daha fazla görüldüğünü belirterek, sıvı tüketiminin artırılması gerektiğini vurguladı. Bakış Haber olarak Universal Göz Hastanesi Başhekimi Op. Dr. Sermal Arslan ile bir röportaj gerçekleştirdik.

Haber: Seher Kan

GÖZ KURULUĞU NEDİR, KİMLERDE GÖRÜLÜR?

Göz kuruluğu, gözümüzde üretilen gözyaşının gün boyu gözümüzü kırpmamız sonucu azalmasıyla oluşan bir hastalıktır. Op. Dr. Arslan, “Göz kuruluğunu anlatmak için önce gözyaşından bahsetmek gerekir. Gözyaşı, gözümüzde sabit bir hızla üretilir ve bu gözyaşı, gün boyu gözü yıkayarak gözün nemli kalmasını ve rahat çalışmasını sağlar. Bir insan, gözünü bir dakikada ortalama 12 defa kırpar. Bu kırpma süresi azaldığında göz kuruluğu meydana gelebilir. Bununla birlikte göz kuruluğunun çeşitli nedenleri vardır; yoğun bir şekilde ders çalışmak, televizyon izlemek, kitap okumak gibi nedenlerle gözlerimizi kırpmayı unuturuz ve bu, gözyaşının buharlaşmasına neden olur. Ayrıca, gözyaşımız yeterince üretilemezse, bu durum genellikle sistemik hastalıklar, kansızlık, vitamin eksikliği veya romatizmal hastalıklar sonucu olabilir. Gözyaşının kalitesi bozulduğunda da gözyaşı yeterince üretilemez ve göz kuruluğuna yol açabilir. Yani göz kuruluğu, gözyaşı bezlerinin azalması, üretiminin azalması veya kaybı sonucu oluşabilen bir hastalıktır” dedi.

GÖZ KURULUĞUNDA SIKÇA RASTLANAN BELİRTİLER

Göz kuruluğunda hastaların en çok karşılaştığı rahatsızlıklara değinen Op. Dr. Sermal Arslan, “Göz kuruluğunun en sık belirtileri, gözde yabancı cisim hissi, batma, yanma, sanki gözümüze bir şey kaçmış gibi his, kızarıklık ve ışık hassasiyetidir” ifadelerini kullandı.

GÖZ KURULUĞU TEDAVİSİ OLAN BİR HASTALIK MIDIR?

Göz kuruluğu tedavisi hakkında önemli bilgiler veren Op. Dr. Arslan, “Göz kuruluğu için suni gözyaşı damlaları kullanılır. Bunlar, katkı maddesi içermeyen, insan gözyaşına yakın bir şekilde üretilmiş göz damlalarıdır. Göz kuruluğu hastalığında en çok kullanılan tedavi yöntemi budur. Ancak, bu gözyaşı damlalarının bazen yeterli olmadığı durumlar da olabilir. Böyle durumlarda farklı ilaçlar da kullanılabilir. Genel olarak, eğer sistemik bir hastalık yoksa, bu gözyaşı damlalarıyla tedavi edilebilir. Örneğin, hastalık romatizmal bir hastalığa bağlı değilse ya da Sjögren hastalığı gibi ağız kuruluğuyla birlikte seyreden hastalıklar söz konusu değilse, birkaç ay kullanılan suni gözyaşı damlalarıyla göz kuruluğu tedavi edilebilir. Ancak, eğer hastalık sistemik bir hastalığa bağlıysa, örneğin romatizmal bir hastalık veya sürekli kronik kansızlık gibi durumlar varsa, tedavi sadece gözyaşı damlalarıyla mümkün olmayabilir. Kanser, tiroid hastalıkları gibi rahatsızlıklar da göz kuruluğuna yol açabilir. Ayrıca, kronik konjonktivit, kirpik dibi enfeksiyonu ya da cerrahi müdahale geçiren kişilerde de göz kuruluğu görülebilir. Ancak genel olarak, tedavisi mümkün bir hastalıktır” şeklinde konuştu.

GÖZ KURULUĞUNDA YAŞ ÖNEMLİ MİDİR?

Göz kuruluğunun yaş ilerledikçe daha sık görülebileceğini belirten Op. Dr. Arslan, “Göz kuruluğu hastalığı, genellikle kadınlarda menopoz sonrası daha fazla görülür. Romatizmal hastalıklar kadınlarda daha yaygın olduğu için bu hastalıklar kadınlarda daha fazla gözlemlenir. Orta yaş ve üzeri kişilerde daha sık görülürken, gençlerde daha az rastlanır. Çocuklarda, alerjik konjonktivit varsa, göz rahatsızlıkları nedeniyle göz kuruluğu görülebilir. Gençlerde, özellikle ekran bağımlılığı (bilgisayar, telefon, tablet kullanımı) nedeniyle göz kuruluğu daha fazla ortaya çıkabilir. Ayrıca, ışığa maruziyetin fazla olduğu durumlar da göz kuruluğunu artırabilir. Sıvı tüketimi az olan kişilerde de bu hastalık daha fazla görülür. Ancak yaş grubu olarak, genellikle orta yaş ve üzerindeki kişilerde daha fazla göz kuruluğu görülür. Yaşlılık süreciyle birlikte ciltte olduğu gibi gözyaşı üretimi de azalır, bu nedenle yaşlılarda daha sık görülür” dedi.

GÖZ KURULUĞU TEDAVİSİNDE BESLENMENİN ÖNEMİ

Göz kuruluğunun tedavisinde beslenmenin önemine de değinen Op. Dr. Arslan, “Göz kuruluğunun tedavisinde, gözlerin kırpılması, bol sıvı tüketilmesi ve gözyaşında bulunan mukus ve yağ komponentlerinin dengede olması gerekir. Omega-3 içeren gıdalar, gözyaşının kalitesini artırır. Bu tür gıdalar arasında badem, ceviz, balık gibi besinler öne çıkar. Ayrıca sebze ve salata türü gıdalar da gözyaşının kalitesini iyileştirebilir” dedi.

RAMAZAN AYINDA BOL SU TÜKETMEYİ İHMAL ETMEYİN

Ramazan ayında sıvı tüketiminin ihmal edilmemesi gerektiğine dikkat çeken Op. Dr. Arslan, “Ramazan ayında sıvı tüketimimiz azaldığı için iftar ve sahur arasındaki zaman diliminde sıvı tüketimine dikkat etmemiz gerekir. Çünkü göz kuruluğu, özellikle Ramazan ayında daha fazla görülür. Ayrıca, göz kuruluğu yaşayan hastalar için şunu belirtmek isterim ki, Ramazan ayında kullanılan gözyaşı damlaları kesinlikle orucu bozmaz. Hastalar gönül rahatlığıyla gözyaşı damlası kullanabilirler” dedi.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER